Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
FİLÂR
“Eski bir cins hafif terlik” (Şemseddin Sâmi, Kaamûsi Türkî); “Şıpşıp (Şıpıtık) nev’inden hafif ve ökçeli ayakkabı” (Hüseyin Kâzım, Büyük Türk Lûgati).
Şemseddin Sâmi Bey “Filâr” a terlik demekle büyük hatâya düşmüşdür; terlik mutlakaa evde giyilir, “Filâr” ise sokak pabuçlarının bir nev’idir. XVIII. yüzyılda yangın tulumbacıları tarafından giyilmeye başlandıkdan sonra “Tulumbacı Yemenisi” adı da verilmiş olan ayakkabıdır; XVI. ve XVII. yüzyıllarda bilhassa gemiciler tarafından giyilmiş; XVIII. yüzyılda yeniçeri ocağına bağlı Yangın Tulumbacıları Ocağı kurulunca, efrâdı acemioğlanlarından seçilmiş tulumbacıların koşarlı olmaya mecbur ayakları için de en uygun ayakkabı “Filâr” olmuşdur ve gemicilerle kayıkçılar tarafından da giyilmeye devam edilmişdir. Geçen asır başlarında kalender halk şâiri Galatalı Hüseyin Ağa genc bir kayıkçının kıyafetini tarif ederken şöyle yazıyor:
Gaayetle alımlı çalımlı kopuk
Ayağında filâr kütürder topuk
Belde al kuşağı ipliği pamuk
Samur saça yıkmış baratasını
Gördün mü bostancı keratası
XVII. Yüzyılda yaşamış büyük yazar Evliyâ Çelebi, azametli seyahatnâmesinde Osmanlı İmparatorluğunun yalı boyları ehâlisinin kıyâfetlerinden bahsederken “filâr” ı dâima gemici, kayıkcı, korsan ayaklarında gösterir, meselâ Ayamavrili türk deniz akıncılarının ahvâlini ...
⇓ Devamını okuyunuz...
“Eski bir cins hafif terlik” (Şemseddin Sâmi, Kaamûsi Türkî); “Şıpşıp (Şıpıtık) nev’inden hafif ve ökçeli ayakkabı” (Hüseyin Kâzım, Büyük Türk Lûgati).
Şemseddin Sâmi Bey “Filâr” a terlik demekle büyük hatâya düşmüşdür; terlik mutlakaa evde giyilir, “Filâr” ise sokak pabuçlarının bir nev’idir. XVIII. yüzyılda yangın tulumbacıları tarafından giyilmeye başlandıkdan sonra “Tulumbacı Yemenisi” adı da verilmiş olan ayakkabıdır; XVI. ve XVII. yüzyıllarda bilhassa gemiciler tarafından giyilmiş; XVIII. yüzyılda yeniçeri ocağına bağlı Yangın Tulumbacıları Ocağı kurulunca, efrâdı acemioğlanlarından seçilmiş tulumbacıların koşarlı olmaya mecbur ayakları için de en uygun ayakkabı “Filâr” olmuşdur ve gemicilerle kayıkçılar tarafından da giyilmeye devam edilmişdir. Geçen asır başlarında kalender halk şâiri Galatalı Hüseyin Ağa genc bir kayıkçının kıyafetini tarif ederken şöyle yazıyor:
Gaayetle alımlı çalımlı kopuk
Ayağında filâr kütürder topuk
Belde al kuşağı ipliği pamuk
Samur saça yıkmış baratasını
Gördün mü bostancı keratası
XVII. Yüzyılda yaşamış büyük yazar Evliyâ Çelebi, azametli seyahatnâmesinde Osmanlı İmparatorluğunun yalı boyları ehâlisinin kıyâfetlerinden bahsederken “filâr” ı dâima gemici, kayıkcı, korsan ayaklarında gösterir, meselâ Ayamavrili türk deniz akıncılarının ahvâlini anlatırken şöyle yazıyor:
“Bir alay gaazi gemici yiğitlerdir kim cümle küçüğünün büyüğünün tavır ve hareketleri ve esvabları Cezayirli gibidir; başlarında kırmızı fes ve sırtlarında bağrı açık yelekler ve bellerinde ipek kuşaklar ve kuşaklarında çatal bıçakları ve ellerinde balta ve nacakları ve beyaz dimiden don giyip ve baldırları çıplak ve ayaklarında siyah filârlar ve arkalarına gûnâgûn kaput ve kırmızı ihramlar ile reftâr idüp iyşü tarab iderler..”.
Evliyâ Çelebi’nin târiflerinden de anlaşılır, ayaklarına filâr giyenler gemici kayıkcı ayak takımından kimseler olduğu için, “Filâr”, hemen dâimâ çorabsız, yalın, çıplak ayakla giyilmişdir, ökçeleri de basılarak, şehbazlık nümâyişi yalın topuk gösterilmişdir. Aşağıdaki satırlar da Evliya Çelebinindir:
“..mahbub civanlar beyaz cezâyir ihramlarını arkalarına atıp başlarında lâalgûn fes ve baldırları çıplak, ayaklarında filâr ve billur topuk nümâyişi ile gezerler..”.
Galatalı Hüseyin Ağanın yukardaki kayıkcı tasviri de Evliyânın bu târifinin hemen aynı gibidir.
Hâneberduş bir pırpırı oğlan bir hâminin kanadı altına girdiği zaman kendisine ilk alınan hediye çıplak ayaklarına bir çift “Filâr” olurdu:
Vardık Tophânede yemeniciye
Galata filârı aldı hediye
Bahâda bakmadı bire ikiye
Akçesini Ocak defterine yüz
(Galatalı Hüseyin Ağa, Serencam Destanı)
*
Var ise başında anın çiçeği
Çevirgel yolundan dilber köçeği
Gül ise takdığı, nazlıyım demek
Yok ise altunun boşuna emek
Nevcivan başında kızıl karanfil
Manludur o âfet yolundan çekil
Benefşeli eşbeh yetim uşakdır
Hediyesi filâr, mintan, kuşakdur
(Galatalı Hüseyin Ağa, İşmar Destanı)
M. Zeki Pakalın “Osmanlı Tarih Deyimleri” isimli eserinde “filâr” maddesinde şunları yazıyor:
“Şıpşıp nev’inden ökçesi hafif ayakkabının adıdır. Bunun sâdeleri olduğu gibi sırmalı ve incili olanları vardır, saraylılar giyerdi” diyor.
Pakalın “Filâr”ın tarifini Ş. Sâmi ve H. Kâzım Beylerin lûgatlarından almış, Kâzım Beyin “Hafif ve Ökçeli” tâbirini “Hafif ökçeli” şeklinde tahrif etmiş; Sâmi Beyin yanlış olarak kullandığı “Terlik” tâbirine takılarak, pervâsızca bir yakıştırma ile “Filârı”, gemicinin, tulumbacının, kayıkçının sokakda giydiği o ayakkabını “sırma ve inci ile süsleyerek”, saraylıların ayaklarına giydirmişdir.
Filâr, bıçkın oğlan ve zeberdest yiğitin iri kıyım ve tabanları nasırlı çıplak ayaklarına mahsus bir hafif ayakkabıdır, yemenidir, sokakda giyilir; filân kesin olarak böyle bilmelidir.
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM110055
Tema
Folklor
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 11, sayfalar 5786-5787
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.