Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
FEYZİ EFENDİ (Firuzağalı Dişlek)
Gencliğinde Kaptanpaşalık Kethüdâ Kalemi kâtibliğinde ve geçen asır başlarının kaptanşayalarından Nasuhoğlu Ali Paşanın hususi kâtibliği ve nedimliğinde bulunmuş ve 1880-1885 arasında yaşı sekseni aşkın olarak ölmüş, yaşadığı devrin tarih kaynaklarına geçmemiş, yahud kısaca kaydedilmiş vekaayii üzerine pek çok hâtıra nakletmiş bir zât; 1800-1801 arasında doğmuşdur, Fındıklı Hamamında Ali adında bir natırın oğludur, 10-11 yaşlarında iken o hamamda dellâk yamaklığı yapmışdır, hamamın müşterilerinden Galata sarayının yazı hocası Ali Vasfı Efendinin hizmet ve zekâsı ile nazarı dikkatini çekmiş (B.: Ali Vasfi Efendi, cild 2, sayfa 721), babasının izni ile bir müddet efendinin hizmetine girerek hem okuma yazma hem de hüsnühat öğrenerek yine efendinin delâleti ile 1819 da 19/20 yaşlarında iken Tersânede kâtib olmuşdur.
Haşarı, bıçkın meşreb bir genc imiş, o halleri ile de o devrin zıpırlıkları ile tanınmış tersânelileri, kalyoncu çavuşları ve kalyon kaptanları tarafından sevilen bir sîmâ olmuş; 1237 seferinde (ekim 1821), denizcilerden bir kaptan paşa tâyini düşünülerek o yüksek mevkie getirilen kalyon kaptanlarından Nasuhoğlu Ali Paşanın ilk işlerinden biri de Tersâne muhitinde bıçkınlığı ile tanınmış Dişlek Feyzi Efendiyi kalemden kendi hususi kâtibliğine almak olmuşdur ve tezine de p...
⇓ Read more...
Gencliğinde Kaptanpaşalık Kethüdâ Kalemi kâtibliğinde ve geçen asır başlarının kaptanşayalarından Nasuhoğlu Ali Paşanın hususi kâtibliği ve nedimliğinde bulunmuş ve 1880-1885 arasında yaşı sekseni aşkın olarak ölmüş, yaşadığı devrin tarih kaynaklarına geçmemiş, yahud kısaca kaydedilmiş vekaayii üzerine pek çok hâtıra nakletmiş bir zât; 1800-1801 arasında doğmuşdur, Fındıklı Hamamında Ali adında bir natırın oğludur, 10-11 yaşlarında iken o hamamda dellâk yamaklığı yapmışdır, hamamın müşterilerinden Galata sarayının yazı hocası Ali Vasfı Efendinin hizmet ve zekâsı ile nazarı dikkatini çekmiş (B.: Ali Vasfi Efendi, cild 2, sayfa 721), babasının izni ile bir müddet efendinin hizmetine girerek hem okuma yazma hem de hüsnühat öğrenerek yine efendinin delâleti ile 1819 da 19/20 yaşlarında iken Tersânede kâtib olmuşdur.
Haşarı, bıçkın meşreb bir genc imiş, o halleri ile de o devrin zıpırlıkları ile tanınmış tersânelileri, kalyoncu çavuşları ve kalyon kaptanları tarafından sevilen bir sîmâ olmuş; 1237 seferinde (ekim 1821), denizcilerden bir kaptan paşa tâyini düşünülerek o yüksek mevkie getirilen kalyon kaptanlarından Nasuhoğlu Ali Paşanın ilk işlerinden biri de Tersâne muhitinde bıçkınlığı ile tanınmış Dişlek Feyzi Efendiyi kalemden kendi hususi kâtibliğine almak olmuşdur ve tezine de paşasının yanında donanma ile Akdenizde bir korsan takibi seferine çıkmışdır. Mora ihtilâlinin en kanlı safhasının içidir, “İzbandid” denilen yunanlı korsanların adalar denizini kana buladıkları devirdir. Adalar denizinde aylarca dolaşılmış, donanma Sakız Limanı ile Çeşme arasında demir atmış yatar iken. 27-28 ramazan 1237 (18-19 temmuz 1822) bir salı-çarşanba gecesi kaptanpaşa gemisi korsanların bir ateş kayığı ile baskınına uğrayarak yakılmış, Ali Paşa ile geminin efrad ve zâbıtanından pekçok kişi telef olmuş ve genç kâtib o müdhiş ateş içinden kurtulmaya muvaffak olmuşdur. Yıllarca sonra vak’ayı şöyle anlatmışdır:
“Salı günü Nemçe bandırası çekmiş bir gemi gelip donanmadan uzakca bir yerde demirledi ve geminin kaptanı gelip kaptanpaşa ile görüşüp yarın kalkıp giceğini haber verdi. Bizim paşagemisinde bulunan mühendislerden biri dürbünle o gemiye bakıp şekil ve tarzından şübhe etti, kaptanpaşaya gidip yoklanmasını teklif etti. Kaptanpaşa rakı tepsisini koydurmuş işret ediyordu, işret sofrasından kalkıp kayığa binip gemi yoklamaya gidecek halde değildi. Yarın kalkacağını söylemiş olan mahud geminin kaptanı ise, güneş battıkdan sonra gidiyorum diye haber yolları ve gemi kalkıp gitti. İzbandidlerin hilelerini bilen donanmanın tecrübeli kaptanları bundan kuşkulandılar ve paşaya geldiler, demir alalım, yelken üzerinde duralım dediler. Bizim paşa sarhoş, korkak adamlarsınız, kâfir ateş olsa cirmi kadar yer yakar, ne haddine bir harekete cesaret etsin dedi, onu şöyle yaparım böyle yaparım diyerek kaptanları azarladı. Kaptanpaşa bizem geminin zabıtanı ile beraber cümlesi sarhoş olup sızdılar, gece yarısı eşkıyanın salıverdiği ateş kayığı kaptanpaşa gemisine yanaşıp paşa kalyonu ateş alıp yanmaya başladı, ateş demir üstünde yanındaki kalyonada sirayet etti. Sair kalyonlar derhal palamarlarını baltalayıp yelken üzerine çıkarak selamet buldular. Kaptanpaşa ve sairleri uyanıp, rakı keyfi başlarına sıçramış, tedbire imkân zaman yok, kimi denize atılıp yüzerek karaya çıkdı, kimi boğuldu. Kaptanpaşa bazı hademesi ile sandala binip karaya gitmek üzere iken paşa kalyonunun cebhâneliği ateş aldı, infilakda yıkılan bir seren paşanın üstüne düşüp öldürdü, sandalı da batırdı. Yanmakda olan öbür kalyon da ayın suretle yanıp battı.
“Ben de sarhoşum, paşanın meclisinde sakilik etmiştim, Feyzi, cayır cayır yanıp kebap olmak mı istersin, yoksa denizde serin serin boğulup ölmek mi dedim, denizi tercih edip atladım, elime bir seren geçdi, sarılmaya uğraşırken bir sandala rastladım, çok dolu idi, tırmanır iken batıracaksındiyerek beni denize ittiler, elime yine bir seren geçerek ve sabahleyin erkenden sâhili selâmete çıktım...”
Gemi yangınında canını kurtarıp İstanbula dönen kâtib Feyzi Efendi Tersâne kâtibliğinden ayrılmış, bir müddet bıçkınlık yolunda avâre dolaşdıkdan sonra 1826 da yeniçeri ocağı kaldırıldığında Asâkiri Mansurei Muhammediye adı ile yeni kurulan ordu teşkilâtının ileri gelenlerinden Binbaşı Hacı Mustafa Ağanın kâtibi olmuş. Hacı Mustafa Ağa, Alemdar Mustafa Paşanın en yakın adamı Pınarhisar âyânı Uzun Hacı Ali Ağanın oğlu ve geçen asır sonlarının ünlü halk şâirlerinden Üsküdarlı Âşık Râzinin dedesidir (B.: Ali Ağa, Uzun, cild 2, sayfa 621). Âşık Râzi onu pirlik çağında tanımış ve ağzından hayli zengin hatıralar zabtetmişdir. Ayrıca onun ağzından çok uzun bir manzum sergüzeştnâme kaleme almışdır; aşağıdaki kıt’alar oradan nakledilmişdir:
El ve ayak dökümü hoş, boş boy endam yerinde
Teslim eyle kaş göz nakşı güzelliğinin hakkını
Tersânede kâtib imiş yeniçeri devrinde
Firuzağalı Dişlek Feyzi zemânenin çapkını
Tam bir karış üstündedir aklı şâhin başının
Haşarılık ocak şânı hem ondokuz yaşının
Kâkül perçem gülle topuk çifte çakıl taşının
Nümâyişi olur elbet Tersânenin çapkını
Gaayet ile makbulüdür mesti müdam paşanın
Şimdi meydan pırpırıdan tâze zülüfkeşanın
Kâtib iken kadehkârlık hizmetine koşanın
Sarhoşa da nedim gerek divânenin çapkını
Koca sandık dolusu gitti mâlü menâlim
Bir iç donuyla çıkdım sâhili selâmete
Serde genclik var dedim kalmadıysa hilâlim
Divitimdir yandığım tâ yevmi kıyâmete
Tarih
Sarhoş kaptanpaşaya bir nedim aranırken
Dişlek Feyzi Çapkını kendi koşar bulunur
Kat ondokuz yaşını hem sekiz ay hizmeti
İsmi ile lakabı mücevher tarih olur
1210 (Dişlek Feyzi) + 19 + 8 = 1237
Bibl.: Cevdet Tarihi, XII; Âşık Râzi Evrakı Metrukesi, Defter.
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM100997
Theme
Person
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 10, pages 5731-5732
See Also Note
B.: Ali Vasfi Efendi, cild 2, sayfa 721; B.: Ali Ağa, Uzun, cild 2, sayfa 621
Bibliography Note
Bibl.: Cevdet Tarihi, XII; Âşık Râzi Evrakı Metrukesi, Defter.
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.