Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
FERİDUN PAŞA (Nişancı Ahmed)
Onaltıncı Yüzyılın ikinci yarısında “Münşeâtüs Selâtin” isimli eseri ile tanınmış kalem sâhibi bir vezir. Paşalığı hayatının son yıllarında olduğu için kendisi “Nişancı Feridun Bey”, meşhur eseri de “Feridun Bey Münşeâtı” diye anıla gelir.
Aslının nereli olduğu bilinmiyor, Bosnalı olması muhtemeldir; gençliğinde aşırı güzelliği ve yakışıklığı ile tanınmışdı; Çivizâde Abdullah Çelebinin kapusunda yetişmiş, 1553 de Sokullu Mehmed Paşanın husûsî kâtibi oldu; 1565 de Mehmed Paşa Sadırâzam olunca, hem liyâkati ve hem de paşasının himâyesi ile Divânı Hümâyun başkâtibi, 1573 de de Nişancı oldu (B.: Nişancı); nişancılığı zamanındadır yıllardan beri hazırladığı “Münşeât-üs Selâtin”i kitab hâline koyarak 1575 de Sadırâzam Sokullu Mehmed Paşanın delâleti ile devrin pâdişahı Üçüncü Sultan Murada takdim etti; Sokullu’ya karşı bir küçüklük duygusu ile sinsi bir kin besleyen Sultan Murad, paşanın adamı olan Feridun Beyin eserine lâyık olduğu alâkayı göstermedi; o devrin ünlü müverrihi Selânikli Mustafa Efendi bu istiskal için: “...ukalâyi devrin hayretde kalmışdır” diyor. Sokollu’ya karşı garib bir de aciz duyan pâdişah onun yakınlarını hırpalamakla bilvâsıta darbeler vurmaya çalışdı, bu arada 1576 da Nişancı Feridun Beyi azlederek Semendire sancak beyliği ile İstanbul’dan uzaklaştırdı; oradan ...
⇓ Devamını okuyunuz...
Onaltıncı Yüzyılın ikinci yarısında “Münşeâtüs Selâtin” isimli eseri ile tanınmış kalem sâhibi bir vezir. Paşalığı hayatının son yıllarında olduğu için kendisi “Nişancı Feridun Bey”, meşhur eseri de “Feridun Bey Münşeâtı” diye anıla gelir.
Aslının nereli olduğu bilinmiyor, Bosnalı olması muhtemeldir; gençliğinde aşırı güzelliği ve yakışıklığı ile tanınmışdı; Çivizâde Abdullah Çelebinin kapusunda yetişmiş, 1553 de Sokullu Mehmed Paşanın husûsî kâtibi oldu; 1565 de Mehmed Paşa Sadırâzam olunca, hem liyâkati ve hem de paşasının himâyesi ile Divânı Hümâyun başkâtibi, 1573 de de Nişancı oldu (B.: Nişancı); nişancılığı zamanındadır yıllardan beri hazırladığı “Münşeât-üs Selâtin”i kitab hâline koyarak 1575 de Sadırâzam Sokullu Mehmed Paşanın delâleti ile devrin pâdişahı Üçüncü Sultan Murada takdim etti; Sokullu’ya karşı bir küçüklük duygusu ile sinsi bir kin besleyen Sultan Murad, paşanın adamı olan Feridun Beyin eserine lâyık olduğu alâkayı göstermedi; o devrin ünlü müverrihi Selânikli Mustafa Efendi bu istiskal için: “...ukalâyi devrin hayretde kalmışdır” diyor. Sokollu’ya karşı garib bir de aciz duyan pâdişah onun yakınlarını hırpalamakla bilvâsıta darbeler vurmaya çalışdı, bu arada 1576 da Nişancı Feridun Beyi azlederek Semendire sancak beyliği ile İstanbul’dan uzaklaştırdı; oradan da Köstendil sancak beyliğine nakledildi. İstanbul’a ancak beş sene sonra dönebildi, 1579 da Sokollu Mehmed Paşa esrarengiz bir siyasî cinâyetin kurbanı olarak ölmüşdü. (B.: Mehmed Paşa, Sokollu), 1581 de Feridun Bey İstanbul’a çağırılarak ikinci defa nişancı oldu; Mihrimah Sultan ile Rüstem Paşanın kızı ve Kaanuni Sultan Süleymanın torunu, sadırâzam Kara Ahmed Paşadan dul kalmış Ayşe Hanım sultanla evlendirildi ve kendisine vezirlik unvânı verildi; Sultan Murad eserine gösterdiği istiskaali bu sûretle geri almış oluyordu. Feridun Paşa, nişancılık mevkiinde bulunur iken 16 Mart 1538 de zevcesinin sarayında ağzından bir kan boşanması ile öldü; Eyyubsultanda yaptırdığı türbesine defnedildi.
Yıllarca bakımsız kalmış olan türbe 1943 de son derecede perişan idi; gaayetle nefis kabartma çiçek motifleri ile tezyin edilmiş mermer sandukada kavuğu burma sarıklı baş taşı kırılmış, kırık kavuk sanduka üzerinde duruyordu; türbe 1945 de temizlendi ve tamir gördü ve kavuk yerine kondu.
Boğaziçinde Bebekde güzel bir bağçesi ve yazlık kasrı vardı ki “Feridun Bağçesi” diye meşhurdu (B.: Feridun Bağçesi).
Nişancı Feridun Bey (Paşa) zamanında fukarâ koruyucusu olarak tanınmışdı, sıkıntıda olanlara “Hızır gibi yetişir..” denilirdi; bu hâtırası asırlar boyunca yaşamış, kendi adı unutularak Eyyubsultandaki türbesi halk arasında “Hızır Baba” türbesi adını almışdı; bakımsız olduğu zamanlar kapusu da dâima açık olduğundan, türbenin dış ve iç duvarları, sandukanın tathı, baş ve ayak taşları yüzlerce dilek ve adak yazısı ile dolu idi; kaydettiğimiz bâzı örnekler:
“Sevgili Hızır Babacığım, ablama tez günde hayırlı kısmet ver”, “Hızır Baba, imtihanda benim yüzümü kara çıkartma”, “Hızır Babacığım, çocuklarıma koca bana uzun ömür, hayırlı kısmet ver”, “Hızır Babacığım, bir erkek evlâdım olursa burada üç mum yakayım”, “Kaçan evlâdım Hasanımı bana geri gönder ona kavuştur”, “Beni bu aşk belâsından kurtar, onu görmesem deli oluyorum, görmesem deli oluyorum, sonu uçurum bir yoldayım Hızır Babacığım”, “Hızır Babacığım, yoksullukdan kurtar beni...”
Eserleri: “Münşeâtüs Selâtin”, Osman Gaziden zamanına kadar siyasî, idarî ve askerî fermanlar, emirnâmeler, muhaberat, menzilnâme sûretlerinden mürekkeb büyük bir eser. Çok ve ağır tenkid edilmişdir. Hakikî vesikalar olmadığı söylenmişdir. Bilhassa Osman ve Orhan Gazilere atfedilen yazıların Feridun Bey tarafından yazılıp yakıştırıldığı söylenmişdir. Profesör Mükrimin Halil Tarihi Osmânî Encümeni Mecmuasında yayınladığı “Feridun Bey Münşeât” isimli uzun makaalelerinde: “Osmanlı Tarihinin başlangıcı için yegâne kaynak bilinen bu eseri tedkik ve tenkid ederek sahteliğini isbata çalışacağız” diyor. İlk devirler için bu iddia doğru da olsa XV. ve XVI. asırlar için toplanmış yazılar Feridun Bey için övünülecek büyük himmet eseridir; Münşeâtüs Selâtin 1857 - 1858 de büyük kıt’ada eki cild hâlinde basılmışdır. “Miftâhi Cennet”, ahlîkî bir risâ. “Nüzetül Ahbâr”, Sokullu Mehmed Paşanın kâtibi olarak katıldığı Zigetvar Seferi üzerine iki yıllık bir vekaayinâme.
Nişancı Feridun Beyin Düğünü — Feridun Beyin Ayşe Sultan ile olan düğünü üzerine devrin müverrihlerinden Selânikli Mustafa Efendi şunları yazıyor:
“Kızlarağası Mehmed Ağa Rüstem Paşa kızı Ayşe Hanım sultanın, mîridem Mahmud Ağa da Feridun Beyin vekili oldular, nikâhı şeyhülislâm Çivizâde Efendi 35.000 altın üzerine kıydı; ben de meclisde şâhid idim. Düğünde bulunanlara pek çok çeşidli kumaşlar, hilâti fâhireler dağıtıldı, defterle kaydettim; iki hil’ati fâhire de bana verildi. Devlet erkânına da o gün büyük bir ziyâfet verildi. Feridun Bey cömerd adamdı, bu düğünde hesabsız para harcadı, mal dağıttı..”
İbrahim Alâeddin Gövsa, “Türk Meşhurları” isimli eserinde Feridun Beyin velinimeti Sokollu Mehmed Paşanın dul zevcesi Esmahan Sultan ile evlendiğini kaydediyor ki fâhiş hatâdır.
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM100869
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 10, sayfalar 5681-5683
Bakınız Notu
B.: Nişancı; B.: Mehmed Paşa, Sokollu; B.: Feridun Bağçesi
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.