Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
FERHAD (Bahriyeli)
1958 yılında bir yaz günü Köprüden Adalara giderken vapurdan denize düşen 17-18 yaşlarında Mehmed Gökçınar adında hâneberduş bir oğlanı peşinden denize atlayıp ölümden kurtarmış fekâr bir bahriye neferi; ayakdaşları arasında “Mektebli”, “Bitik” (Âşık), 1962 den sonra da “Hippiler Prensi” lâkabları ile anılan ve hâneberduş bir şair olan Mehmed Gökçınar (B.: Gökçınar, Mehmed) vak’ayı şöyle anlatıyor: “Yeni düşmüşdüm mâcerâlarla dolacak o müdhiş sefil ve rezil hayatın içine, yüzüm şöyle dursun, sokaklarda çıplak ayaklarımın bile kızararak dolaşdığım zamandı.
Tophâne’de Necâtibey Caddesinde babamla yüz yüze geliverdim, beni o berduş kılığında birden tanıyamadı, yahud tanıdı da şaşırdı, kaşları çatıldı, ben tabanı kaldırıp kaçtdm. Arkamdan seslendiğini sanmıyordum, nefret duyduğu muhakkakdır. Devam ettiği şarabhânede Mastor Kara Mustafa’yı buldum, beni o hâle düşüren adamdır, sıcak bir yaz güne, iki bardak şarabını içdim, iki lira da para aldım, benim orada akşama beklerim, ödeyeceksin bu parayı dedi, olurdedim, içimden de bulursan artık Mehmedi dedim. Köprüye gittim, Büyükada’ya bir gidiş bileti aldım. İntihar etmeye karar vermişdim, ama kendimi kalabalık arasından denize atmaya da utanmışdım. Yanımda bir bahriye neferi duruyormuş, ben farkında değilim, ayağım kaymış gibi yapdım, Sar...
⇓ Devamını okuyunuz...
1958 yılında bir yaz günü Köprüden Adalara giderken vapurdan denize düşen 17-18 yaşlarında Mehmed Gökçınar adında hâneberduş bir oğlanı peşinden denize atlayıp ölümden kurtarmış fekâr bir bahriye neferi; ayakdaşları arasında “Mektebli”, “Bitik” (Âşık), 1962 den sonra da “Hippiler Prensi” lâkabları ile anılan ve hâneberduş bir şair olan Mehmed Gökçınar (B.: Gökçınar, Mehmed) vak’ayı şöyle anlatıyor: “Yeni düşmüşdüm mâcerâlarla dolacak o müdhiş sefil ve rezil hayatın içine, yüzüm şöyle dursun, sokaklarda çıplak ayaklarımın bile kızararak dolaşdığım zamandı.
Tophâne’de Necâtibey Caddesinde babamla yüz yüze geliverdim, beni o berduş kılığında birden tanıyamadı, yahud tanıdı da şaşırdı, kaşları çatıldı, ben tabanı kaldırıp kaçtdm. Arkamdan seslendiğini sanmıyordum, nefret duyduğu muhakkakdır. Devam ettiği şarabhânede Mastor Kara Mustafa’yı buldum, beni o hâle düşüren adamdır, sıcak bir yaz güne, iki bardak şarabını içdim, iki lira da para aldım, benim orada akşama beklerim, ödeyeceksin bu parayı dedi, olurdedim, içimden de bulursan artık Mehmedi dedim. Köprüye gittim, Büyükada’ya bir gidiş bileti aldım. İntihar etmeye karar vermişdim, ama kendimi kalabalık arasından denize atmaya da utanmışdım. Yanımda bir bahriye neferi duruyormuş, ben farkında değilim, ayağım kaymış gibi yapdım, Sarayburnu önünden geçerken kendimi denize bırakıverdim. Akıntı, anafor beni denizin dibine doğru çekerken göğsüme demirden bir pençe yapışdı ve ben o anda bayılmışım. Gözümü karada açdım. Kurtarıcım bahriyeliyi orada gördüm. Bizi o civarda Akbıyık Hamamına götürdüler, esvablarımızı kuruttular, adı Ferhad olan bahriyeli de beni kaza eseri düşmüş sanıyordu, doğruyu sakladım. Yıkanırken benimle alay etti, vücudun hamam, su yüzü görsün dedi, kızmadım. O günden sonra halâskârımı onbeş gün sonra köprünün ada iskelesinde sözleştiğimiz yerde bekleyip buldum. Sözde beni sinemaya göterecekdi ve bana hatıra olarak bir resmini verecekdi, bir vesika resmi verdi, ama beni o berduş kılığında yanında götürmekden sıkıldı, sinema parası diye bana ikibuçuk lira verdi, hadi sen yalnız git dedi, başınhdan savdı. Bahriyeli Ferhad’ı bir daha görmedim. Yıllar geçdi, ne zaman beyaz yazlıkları ile bir bahriyeli görsem Ferhad Ağabey gelir gözümün önüne…”.
Şu kıt’alar da Mehmed Gökçınarındır:
Unutamam ben aslaa Bahriyeli Ferhadı
Yazılmışdır kalbimin üstüne güzel adı
Onsekiz yaşındaydım boğulurken denizde
Beni o sırım gibi delikanlı kurtardı
Anlatamam o ânı mâcerâyı şimdi ben
Ne zaman hatırlasam tüylerim diken diken
Göğsümden yakalayan bir demir pençe gördüm
Akıntıya kapılmış dibe doğru giderken
Hey Gökçınar Gökçınar Hippinin antikası
Bak şu bahriyeliye geniş mâvi yakası
Kendisi kara kaplan yazlık forması beyaz
Ferhad Ağabey der idim olmasa fiyakası
Adaşı dağ devirdi hayâlinde bir Şirin
O denizle güreşdi bir can kurtarmak için
Vallah billâh eğer bir güzelce kız olsaydım
Her yola başvururdum Ferhada varmak için
Bahriyeli Ferhad
(Resim: S. Bozcalı)
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM100829
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tanım
Cilt 10, sayfalar 5661-5662
Not
Görsel: cilt 10, sayfa 5662
Bakınız Notu
B.: Gökçınar, Mehmed
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.