Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
FENERSİZ SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI
İstanbul sokaklarına Belediyece sokak fenerleri konmadan önce, akşam ezanından sonra sokağa fenersiz çıkmak yasakdı, yakalananlar karakola götürülür, bir dayak faslından sonra hüviyetleri tesbit edilerek ancak sabahleyin serbest bırakılırdı; işsiz, serseri takımından, uygunsuzluk yolunda sâbıkalı ise hapsedilirdi. 1826 dan önce, Yeniçerilik zamanında bu ceza, uygunsuzlar için îdama kadar varabilirdi. Bilhassa ev veya dükkân soyan gece hırsızları fenersiz yakalandıkları zaman, hele üstlerinde bıçak da bulunursa, ertesi sabah mutlaka asılırdı.
XIX. Yüzyıl başında Mora İhtilâli yıllarında ve XVII. Yüzyıl ortasında Dördüncü Sultan Muradın amansız kanlı istibdad devrinde, akşam ezanından sonra fenersiz gece sokağa çıkma yasağına, yatsıdan sonra her ne sebeble olursa olsun gece sokağa çıkma yasağı eklenmişti.
Mora ihtilâli sırasında bir ara Topcubaşı olan Çengeloğlu Tâhir Ağa (B.: Tahir Paşa, Çengeloğlu) ayrıca İstanbul muhâfazasına da memur edilmişdi. Yatsıdan sonra fenerli fenersiz yakalananları bizzat sorguya çeker, serserîleri karakol gemisinde boğdurup diğerlerinin gözü önünde denize attırırdı; meşhur fıkradır, yatsıdan sonra sokakta fenerle yakalanmış bir adam sorguya çekildiğinde:
– Zevcemin ağrısı tuttu, ebe çağrımaya gidiyordum!.. deyince, garâbetleri ile meşhur Tâhir Ağa:
Bu ...
⇓ Devamını okuyunuz...
İstanbul sokaklarına Belediyece sokak fenerleri konmadan önce, akşam ezanından sonra sokağa fenersiz çıkmak yasakdı, yakalananlar karakola götürülür, bir dayak faslından sonra hüviyetleri tesbit edilerek ancak sabahleyin serbest bırakılırdı; işsiz, serseri takımından, uygunsuzluk yolunda sâbıkalı ise hapsedilirdi. 1826 dan önce, Yeniçerilik zamanında bu ceza, uygunsuzlar için îdama kadar varabilirdi. Bilhassa ev veya dükkân soyan gece hırsızları fenersiz yakalandıkları zaman, hele üstlerinde bıçak da bulunursa, ertesi sabah mutlaka asılırdı.
XIX. Yüzyıl başında Mora İhtilâli yıllarında ve XVII. Yüzyıl ortasında Dördüncü Sultan Muradın amansız kanlı istibdad devrinde, akşam ezanından sonra fenersiz gece sokağa çıkma yasağına, yatsıdan sonra her ne sebeble olursa olsun gece sokağa çıkma yasağı eklenmişti.
Mora ihtilâli sırasında bir ara Topcubaşı olan Çengeloğlu Tâhir Ağa (B.: Tahir Paşa, Çengeloğlu) ayrıca İstanbul muhâfazasına da memur edilmişdi. Yatsıdan sonra fenerli fenersiz yakalananları bizzat sorguya çeker, serserîleri karakol gemisinde boğdurup diğerlerinin gözü önünde denize attırırdı; meşhur fıkradır, yatsıdan sonra sokakta fenerle yakalanmış bir adam sorguya çekildiğinde:
– Zevcemin ağrısı tuttu, ebe çağrımaya gidiyordum!.. deyince, garâbetleri ile meşhur Tâhir Ağa:
Bu seferlik kurtuldun ama karına söyle bir daha gece vakti ağrısı tutmasın!.. demişti.
Dördüncü Sultan Murad zamanında ise bu yasak korkunç şiddetle tâkib edilmişti. Bir gece paâişah bizzat teftişe çıkmış ve Hocapaşa Camiinin önünde ve yatsı namazından az sonra fenersiz bir gence rastlamışdı; delikanlı:
— İmamın oğluyum, cemaat dağıldıktan sonra camii süpürdüm, kapadım, işte şuracıktaki evimize gidiyorum!.. demiş, fakat pâdişah yanındaki cellâda işâretle bîçâre delikanlıyı hemen oracıkda boğdurtmuşdu. O devri yaşamış Hasodalı Mehmed Halife “Tarihi Gülmanî” isimli vekaayinâmesinde bu vak’ayı şöyle anlatıyor: “... Sultan Murad bütün gece gezerdi. İstanbulda yatsı namazına fenersiz gidilmezdi, halk hattâ camie namaza varmaya korkardı. İstanbula geldiğim zamanlarda, Hocapaşada misâfirdim. Bir gece SultanMurad mahalleyi dolaşırken Hocapaşa Câmiinin imamının oğlu camiden evine giderken pâdişaha rastlamış, aman verilmeyip katledilmişdir. Ben varıp gördüm, yeşil kaftanlı bir taze yiğit yatardı...”
Aşağıdaki beyit, XVIII. Yüzyıl sonu ile XIX yüzyıl başında yaşamış Enderunlu Vâsıfındır; mâşukunu, kimseye görünmeden evine dâvet ediyor:
Sakın vehmelyelüb râhi adüvden ihtiraz etme
Buyur ba’del işa bî bâk ü bî pervâ fenersizce
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM100785
Tema
Folklor
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 10, sayfalar 5643-5644
Bakınız Notu
B.: Tahir Paşa, Çengeloğlu
Tema
Folklor
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.