Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
FENERBAĞÇE, FENERBAĞÇESİ KASRI VE MESCİDİ
Yakın geçmişde halka açılmış İstanbulun çok ünlü bir mesîresi olan Fenerbağçesi geçen asır başlarına kadar pâdişahlara mahsus has bağçelerden biriydi; bu bağçede birkaç küçük kasır, muhâfızları olan bostancı neferlerinin (B.: Bostancı, Bostancılar Ocağı; cild 6, safay 2976) odaları koğuşu ve yine bostancıların bir küçük mescidi vardı. Bağçesinde çemen sofalar ve iki havuz bulunuyordu. Bu yapıların zamanımıza izleri bile kalmamışdır. Yalnız bir hamam harabesi duruyordu. Bu hamamın, pâdişahların gece yatısına gelmedikleri, bir yaz mevsimi boyunca ancak bir iki defa uğradıkları bu kasırda, hamama ihtiyaç görülmeyeceğinden, hamamın, bağçe ve kasır muhâfızları olan bostancılar için yapıldığını sanıyoruz; harâbede soğukluk ve harare kubbeleri ile bir halvet-sofa kubbeciği duruyordu. Tahminimize göre bu hamam, bir küçük câmekân, bir soğukluk, üç sofa ve iki halvetden mürekkeb idi (1970).
Bir de Yarımadannın burun tarafına yakın ve güney kıyısına bir sed kalıntısı görülür ki zamanımızda bir kır kahvecisi üzerine birkaç masa ve iskemle atmışdır. Eskiden kalma olup yapısı, şekli çok değişmiş tek binâ, yarım adacığa adını da vermiş olan burundaki deniz feneridir.
Mescid dolayısı ile Hadikatül Cevâmide şu mulûmat verilmekdedir:
“Burası halvet yeri olduğu için muhtasarca bir saray olup Birinc...
⇓ Devamını okuyunuz...
Yakın geçmişde halka açılmış İstanbulun çok ünlü bir mesîresi olan Fenerbağçesi geçen asır başlarına kadar pâdişahlara mahsus has bağçelerden biriydi; bu bağçede birkaç küçük kasır, muhâfızları olan bostancı neferlerinin (B.: Bostancı, Bostancılar Ocağı; cild 6, safay 2976) odaları koğuşu ve yine bostancıların bir küçük mescidi vardı. Bağçesinde çemen sofalar ve iki havuz bulunuyordu. Bu yapıların zamanımıza izleri bile kalmamışdır. Yalnız bir hamam harabesi duruyordu. Bu hamamın, pâdişahların gece yatısına gelmedikleri, bir yaz mevsimi boyunca ancak bir iki defa uğradıkları bu kasırda, hamama ihtiyaç görülmeyeceğinden, hamamın, bağçe ve kasır muhâfızları olan bostancılar için yapıldığını sanıyoruz; harâbede soğukluk ve harare kubbeleri ile bir halvet-sofa kubbeciği duruyordu. Tahminimize göre bu hamam, bir küçük câmekân, bir soğukluk, üç sofa ve iki halvetden mürekkeb idi (1970).
Bir de Yarımadannın burun tarafına yakın ve güney kıyısına bir sed kalıntısı görülür ki zamanımızda bir kır kahvecisi üzerine birkaç masa ve iskemle atmışdır. Eskiden kalma olup yapısı, şekli çok değişmiş tek binâ, yarım adacığa adını da vermiş olan burundaki deniz feneridir.
Mescid dolayısı ile Hadikatül Cevâmide şu mulûmat verilmekdedir:
“Burası halvet yeri olduğu için muhtasarca bir saray olup Birinci Sultan Mahmud devrine kadar gaayet mâmurdu; sonraları rağbetden düşdü, hâlen eski binâlarından iki havuz ile iki çemen sofa kalmışdır. Bir de bir bostancı ustası ve neferlerinin kışlaları (odaları) ve bostancılar için bir mescidi vardır; bir de mahsus bir kule vardır ki gemilerin geceleri gelip geçmesi için tepesinde büyük bir kandil yanar. Şu beyit Fennî Efendinin (B.: Fennî Mehmed Dede) sâhilnâmesindendir:
Fikri ruhsârı ile yandı tenim bilmez mi
Aceb ol mâh Fenherbağçesine gelmez mi.”
XVIII. Yüzyılda Grelot tarafından çizilmiş bir panorama gravürde Fenerbağçesi deniz feneri ile Fener Bağçesi Kasırları gösterilmişdir; resim çok uzaktan çizilmiş olmasına rağmen kasırların ve muhafızları olan bostancıların koğuşların etrafının bir duvarla çevrili olduğu aydın olarak görülmektedir. Bir minâre görülmediğine göre de Fenerbağçesi Bostancılar Mescidinin minâresiz küçücük ahşab bir yapı, belki de bir odacıkdan ibâret olduğu anlaşılır.
“Fenerbağçesi”, yahud “Fenerlibağçe” kasrının veya kısırcıklarının ne zaman yapıldığı bilinmiyor; Tezkiretül Bünyanda Mimar Sinanın yapdığı otuz üç saray arasında buranın adı vardır ve: “Fenerbağçe Sarayı; tecdîden binâ olundu” diye kaydedilmişdir. Bu kayidden ilk binâsının Kanunî Sultan Süleymanın ilk zamanlarında, XVI. Yüzyıl başında, veya XV. Yüzyıl sonlarında, İkinci Sultan Bayazıd devrinde yapılmış olması gerekir.
XVIII. Yüzyılın ilk yarısında asrın büyük şâiri Nedim, velînimeti sadırâzam Dâmad Nevşehirli İbrahim Paşayı medih yolunda yazdığı kasîdelerinden birine “Der Târîfi Bağçei Fener der Şehri Üsküdar” ser levhasını koymuşdur; 22 beyitlik bir kasîdedir. Ünlü şâirin “Üsküdar Şehri” demesinden kasdı, denizin karşı tarafında, Anadolu tarafında, Üsküdar şehrinin bulunduğu yakada anlamındadır. Kasîdeden, bu güzel kasrın bir ara ihmâl edildiği, İbrahim Paşa zamanında, Lâle Devrinde tekrar rağbet gördüğü ve bu kasırdaki havuzun İbrahim Paşa tarafından yaptırıldığı anlaşılıyor; kasîdeden üç beyit alıyoruz, ki sonuncusu bir tarih mısraını ihtivâ ettiğinden çok kıymetlidir:
......................................................
Ki evvel olmuş idi hüsnü ânı işvesi mestûr
Kebâyi köhnede bir dilrübâyı mâh rû âsâ
.....................................................
Şu havzi pâke bak sînei yâri getür yâde
Şu nahli de bâri neydüğün bil kaameti bâlâ
.........................................................
Bu mısra’la Nedimâ didi tahsîn birle târihin
“Bu nüzhetgâhı İbrahim Pâşâ eyledi ihyâ”
1144 - 1 = 1143 (M. 1730)
1 rakamı ile tâmiyeli tarih mısraından anlaşılıyor ki Fenerbağçesi kasrının ihyâsı ve burada güzel bir havuzun yapılması, 1730 ihtilâlinden az önce, belki bir kaç ay, hattâ birkaç hafta evvel tamamlanmışdır.
1730 da tahta çıkmış olan Birinci Sultan Mahmudun sır kâtibi Salâhî Efendi (belki Ağa), hizmetinde bulunduğu pâdişahın emri ile günlük bir hâtıra defteri tutmuşdur; çok kıymetli bir vesika olup Üniversite Kütübhânesinin Türkçe yazmaları arasındadır; bu defterde iki günlük kayıd Fenerbağçesi üzerinedir:
“15 Muharrem 1148 (7 Haziran 1735) pazartesi. Fenerbağçesine gidilecekdi. Binişi hümâyun (B.: Binişi Hümâyun, cild 5, sayfa 2798) levâzımı ile binişi kulları (sabaha karşı) Fenerbağçesine gittiler. Fakat pâdişahın hareketinden evvel deniz kabardı; müdhiş bir yağmurla bir fırtına çıkdı, pâdişah Fenerbağçesine gitmekden vaz geçdi, binişçilerin dönmesi ferman olundu. Öğleden sonra hava açıldı, deniz yavaşladı. Pâdişah yalı köşküne gidip ikindi namazını orada kıldılar.
“25 Muharrem 1148 (17 Haziran 1735) perşembe. Sandal ile Fenerbağçesine gidildi. Büyük havuz kenarında kurulan çadırda bir mikdar gölgelendiler, sonra deryâ tarafındaki tentenin altına gittiler; denize para atarak nedimlerin, dilsizlerin, cücelerin ve çavuşların para kapışmak için esvabları ile denize atılmalarını seyrettiler. Deniz içindeki bir kaya üzerine desti konulup tüfekendaz kullarına nişan attırdılar, muvaffak olanlara ihsanlarda bulundu. Abdest tâzeleyerek ikindi namazını kıldılar. Hazırlanan muhtasar yemeği havuz başındaki çadırda taht üzerinde yediler. Nedimlerine evic faslına çalıp söylemelerini işâret ettiler. Sonra karadan Hasodalı kulları ile muhtasarca yemişcibaşı kullarının bağına gittiler; kahve içip dinlendikden sonra İbrahimağa Çayırı yanından Harem İskelesine inerek filikaya bindiler. Yolda yedek kancabaş sandalı Topkapusu açığında demirli olan köhne kereste gemisinin üstüne düşdü, kancabaşın başı geminin palamar demirine girip akıntı kuvvetinden uzaklaştırmak mümkün olmadı, sandalın üst tarafından bir kısmı parçalandı, fakat pâdişahın filikası hızır gibi yetişip içindekileri kurtardı, ben de onların arasında idim.”
Salâhi Efendi Fenerbağçesi Kasrından hiç bahsetmediğine göre bu kasrın 1730 ihtilâlinde Patronanın çıplak ayaklı haytaları ve onlara katılan “Külhan Beyleri” (B.: Külhan Beyleri) tarafından tahrib edilmiş olması muhtemeldir.
Hadikatül Cevâmiin “Birinci Sultan Mahmud devrine kadar gaayet mâmur idi, sonraları rağbetden düşdü” ifadesi, “İhtilâlde tahrib edildi” dememek için, o devirlerin bir kalem terbiyesidir.
Fenerbağçesi Kasrı
(Grelot’nun gravüründen, XVIII. Yüzyıl)
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM100746
Tema
Yapı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 10, sayfalar 5623-5624
Not
Görsel: cilt 10, sayfa 5623
Bakınız Notu
B.: Bostancı, Bostancılar Ocağı; cild 6, safay 2976; B.: Fennî Mehmed Dede; B.: Binişi Hümâyun, cild 5, sayfa 2798; B.: Külhan Beyleri
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.