Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
FÂZIL AHMED PAŞA (Köprülüzâde)
Onyedinci Yüzyılın ikinci yarısında Dördüncü Sultan Mehmede onbeş sene sadırâzamlık yapmış büyük Türk veziri; 1635 - 1636 arasında Amasyanın kazâlarından Köprü kasabasında doğdu, aslı Arnavud olup bu kasabada çocuk iken yerleşmiş olan Köprülü Mehmed Paşanın büyük oğludur; anası Köprü eşrâfından Mustafa Ağanın kızı Sâliha Hanımdır. İlk tahsilini Köprüde yapdı, dokuz yaşlarında iken babası tarafından İstanbulda devrin seçkin ulemâsından Karaçelebizâde Abdülâziz Efendiye tahsil ve terbiyesi recası ile gönderildi. Abdülâziz efendi şâir, edib, servet ve zevk sâhibi idi, himâyesine verilen paşa zâdeye sağlam bir medrese tahsili yaptırmakla kalmadı, Fazıl Ahmed Efendinin üzerinde derin tesirleri oldu (B.: Abdülâziz Efendi, Karaçelebizâde, cild 1, sayfa 69). Pek genç yaşında müderris oldu, ders takrirlerinde belâgati ve “Paşazâde Efendi” lâkabı ile tanındı. 1658 de Dördüncü Sultan Mehmedin bir Bursa seyahatında, o sırada sadırâzam bulunan babası tarafından pâdişaha takdim edildi ve 22 yaşındaki müderris ilmiye mesleğinden ayrılarak Şam vâliliği ile idârî ve siyasî hayata atıldı, Şamdan sonra Haleb vâlisi oldu; her iki vâliliğinde ve adaleti ile kendisini halka öylesine sevdirdi ki Halebden ayrılırken halk atının ayakları altına atılarak: “Bizi kime bırakıp gidiyorsun!.. diye ağlaşdılar.
...
⇓ Read more...
Onyedinci Yüzyılın ikinci yarısında Dördüncü Sultan Mehmede onbeş sene sadırâzamlık yapmış büyük Türk veziri; 1635 - 1636 arasında Amasyanın kazâlarından Köprü kasabasında doğdu, aslı Arnavud olup bu kasabada çocuk iken yerleşmiş olan Köprülü Mehmed Paşanın büyük oğludur; anası Köprü eşrâfından Mustafa Ağanın kızı Sâliha Hanımdır. İlk tahsilini Köprüde yapdı, dokuz yaşlarında iken babası tarafından İstanbulda devrin seçkin ulemâsından Karaçelebizâde Abdülâziz Efendiye tahsil ve terbiyesi recası ile gönderildi. Abdülâziz efendi şâir, edib, servet ve zevk sâhibi idi, himâyesine verilen paşa zâdeye sağlam bir medrese tahsili yaptırmakla kalmadı, Fazıl Ahmed Efendinin üzerinde derin tesirleri oldu (B.: Abdülâziz Efendi, Karaçelebizâde, cild 1, sayfa 69). Pek genç yaşında müderris oldu, ders takrirlerinde belâgati ve “Paşazâde Efendi” lâkabı ile tanındı. 1658 de Dördüncü Sultan Mehmedin bir Bursa seyahatında, o sırada sadırâzam bulunan babası tarafından pâdişaha takdim edildi ve 22 yaşındaki müderris ilmiye mesleğinden ayrılarak Şam vâliliği ile idârî ve siyasî hayata atıldı, Şamdan sonra Haleb vâlisi oldu; her iki vâliliğinde ve adaleti ile kendisini halka öylesine sevdirdi ki Halebden ayrılırken halk atının ayakları altına atılarak: “Bizi kime bırakıp gidiyorsun!.. diye ağlaşdılar.
Yedi yaşında pâdişah olan ve saltanatının ilk yılları uzun bir anarşi devri olan Dördüncü Sultan Mehmedin, İstanbulda kanlı ihtilâllere şâhid olmuş, büyük şehre karşı içinde korku taşıyan genç bir hükümdardı; anarşi bir diktatör yetkisi ile sadârete getirilen Köprülü Mehmed Paşanın amansız şiddeti ile önlendikden sonra devamlı surette Edirne sarayında oturmaya başlamış, bütün devlet erkânı ve hükümet Edirneye nakledilmiş, devlet merkezi İstanbul bir sadırâzam vekilinin eline terk edilmişdi. Fazıl Ahmed Paşa Haleb vâliliğinden İstanbul kaymakamlığına, İstanbulda sadırâzam vekilliğine tâyin edildi. Bir ay kadar sonra da Edirneye çağırılarak ağır hasta olan ihtiyar babasının yerine Divân-ı Hümâyûnda sadırâzam vekili oldu, 29-30 ekim 1661 cumartesi/pazar gecesi Köprülü Mehmed Paşanın vefâtı ve ölürken pâdişaha tavsiyesi üzerine mührü hümâyun ertesi gün, 30 ekim 1661 de Fazıl Ahmed Paşaya verilerek bilfiil sadırâzam oldu, o tarihde dünyanın en büyük imparatorluğunun idarî sorumluluğunu üzerine alırken henüz 25 - 26 yaşlarında idi. Osmanlı tarihinde en genç sadırâzam olmuş simâdır.
Fazıl Ahmed Paşanın onbeş senelik sadırâzamlığı Osmanlı İmparatorluğunun en haşmetli devri olmuşdur, devletin hududları Kanunî Sultan Süleyman zamanındaki hududları bile aşmışdı.
Divânı Hümâyunu sadırâzam olarak ilk topladığı güne âid bir fıkrayı nakletmek lâzımdır. Devlet erkânı divanda Köprülü Mehmed Paşanın hizmetlerinden bahsediyordu. Şeyhülislâm Bursalı Esîrî Mehmed Efendi:
— Nâhak yere çok kan dökmüşdü!.. dedi.
Fazıl Ahmed Paşa:
— Babam idam ettirdiği kimselerin fetvâsını sizden almış... deyince Efendi:
— Ne yapayım... dedi, korkumdan fetvâ verirdim!
O zaman genç sadırâzam kendisini tutamadı, acı acı gülerek:
— A efendi... siz bir din ve ilim adamısınız, Allahdan korkmayıp Mehmed Paşadan korkmak olur mu!..
Bu konuşmayı kafes arkasından dinleyen pâdişah Mehmed Efendiyi derhal azlederek memleketi olan Bursaya sürgün gönderdi.
Sultan İbrahim zamanında başlamış olan Girid Harbi kanlı muhârebelerle yirmi beş yıldanberi devam ediyordu; adanın hemen her tarafı fethedilmiş, fakat idâre merkezi olan Kandiye Kalesinde Venedikliler şiddetle dayanıyorlardı; devlete yüzbinlerce cana ve ağır masraflara mal olan bu harbe bir son vermek lâzımdı.
Almanya imparatoru Macaristanda Türkler aleyhinde tahriklerle meşguldü, Transilvanyada çıkan büyük bir isyanı Köprülü Mehmed Paşa güçlükle bastırmışdı.
Polonya kralı açıkça Türk düşmanlığı güdüyordu.
Fazıl Ahmed Paşa sadırâzam olunca düşmanların en kuvvetlisinden işe başladı; büyük bir ordu Almanya imparatoruna karşı sefere çıkdı, Macaristanda imparatorun kalelerinden Uyvar’ı muhasara etti ve bir buçuk ayda zabt etti; Türk askeri bu muhasarada o kadar kahramanca döğüşmüşdü ki bundan sonra Macarlar ve Almanlar bir kahramanı övmek için: “Uyvar önünde bir Türk gibi” sözünü kullanır oldular. Almanya İmparatoru Birinci Leopold Fransa kralı Ondördüncü Louis ile Papa’dan yardım istedi; en seçkin Fransız şövalyelerinden 4000 kişi imparatorun yardımına koştu, Tunaya dökülen “Raab = Râbe” suyu kenarında Fazıl Ahmed Paşa mağlûb oldu, fakat ordusunu intizamla geri çekmeye muvaffak oldu ve Almanya Türk şartlarını kabul ederek “Vasvar Sulh Muâhedesi” imzalandı.
Avrupa sulhunu yapdıkdan sonra Fazıl Ahmed Paşa Giride geçdi. 8000 Fransız şövaliyesi de Kandiyenin yardımına koşmuştu; fakat iki buçuk yıl süren kanlı bir muhasara muharebelerinden sonra Kandiye Kalesi de alındı, bu suretle adanın fethi tamamlandı, Venedikle de sulh yapıldı.
Büyük vezir Girid zaferinden sonra Polonya üzerine yürüdü, Podolya eyâleti Türkiyeye ilhak olundu.
Büyük vezir iki kişi siperlerde geçirdiği Kandiye Muhâsarasında verem denilen amansız hastalığa tutulmuşdu; aşırı derecede de alkollü içki kullanırdı, vücudca da sağlam yapıya sâhib değildi, kendisini sonsuz enerjisi yaşatıyordu; hayatının en parlak devrinde İstanbuldan Edirneye giderken hastalığı birdenbire şiddetlendi, seyahata devam edemedi, Ergene Köprüsü civarında Karabiber Çiftliğinde konakladı ve 1676 yılının 4 - 5 kasım Çarşamba - perşembe gecesi orada vefat etti, ölümünde henüz 41 - 42 yaşında idi, nâşi İstanbula getirilerek Çemberlitaş civarında Babasının türbesi yanına defnedildi.
Onbeş sene süren sadırazamlığı Osmanlı tarihinin mal ve can emniyeti olan kansız bir devridir. Zerâfeti ile meşhurdu; bir kış seferinde pâdişahın sevgili zevcesi Gülnuş Sultanın gümüş arabası çamura saplanmış, Fâzıl Ahmed Paşa hemen atından inerek bu kıymetli binek hayvanını çamurdan çıkarmak üzere sultanın arabasına koşturmuşdu.
Bir gün an’enevî Türk-Fransız dostluğundan bahseden Fransız elçisine de:
— Bunu pek iyi bilirim, Râbe Suyu Maharebesinde ve Kandiye Muhasarasında düşmanlarımızın yanında Fransız şövaliyelerinin kılıçları ile dövüştüm!.. cevabını vererek elçiyi susturmuşdu.
Anası Saliha Hanım Girid cengine oğlu ile beraber gitmiş ve büyük vezirin en yakın mânevî desteği olmuşdu (B.: Saliha Han kendisinden sonra eniştesi Merzifonlu Mustafa Paşa sadırâzam oldu; bir müddet sonra küçük kardeşi Fazıl Mustafa Paşa da sadırâzamlığa kadar yükseldi ve Slankamen Meydan Muharebesinde şehid düşdü (B.: Mehmet Paşa, Köprülü; Mustafa Paşa, Merzifonlu Kara; Fazıl Mustafa Paşa, Köprülüzâde; Hüsnü Paşa, Amıcazâde; Numan Paşa, Köprülüzade.
Edirnede Mekkâreci Mustafa adında ada takımından gaayet güzel bir delikanlıya paşa kızı âşık olur, kız tarafının türlü tezleri ile oğlan öylesine hırpalanır ki Mekkâreci Mustafa şekaavet yoluna düşecek kadar çileden çıkar ve yakalanıp Edirnede asılır. Bu delikanlı için çıkan bir türküde Fazıl Ahmed Paşa zulüm ile suçlandırılmışdır:
Çifte kuburlarımı ağalar
Çakdım almadı, çakdım almadı
Dört yanıma bakdım ağalar
Kimse kalmadı, kimse kalmadı
En küçük kardeşden be ağalar
İmdad olmadı, imdad olmadı
Aman vezir oğlu vezir yazık şânına
Bu gençlikde nasıl kıydın tatlı canıma
Aman tatlı canıma
Devrinin Kronolojisi
30 ekim 1661. Sadırâzamlığı
12 nisan 1662. Sadırâzam ve serdar olarak Avusturya seferine çıkışı
24 eylül 1663. Uyvar Kalesinin fethi
4 ekim 1663. Novigrad Kalesinin fethi
8 şubat 1664. İstanbulda yapısı tamamlanan Yen Camiin ibâdete açılışı
30 haziran 1664. Serinvar Kalesinin fethi.
1 ağustos 1664. Saint Gotthard (Râbe Suyu) Muhârebesi
10 ağustos 1664. Avusturya ile Vasvar Sulh Muahedesinin imzası
24 temmuz 1665. İstanbulda Topkapusu Sarayı yangını
15 mayıs 1666. Sadırazam ve serdar olarak Girid seferine çıkması.
25 mayıs 1667. Girid Adasında Venedikliler elindeki son büyük Kale Kandiye’nin muhasarasına başlanması.
5 eylül 1669. Venedik ile Kandiye Sulh Muahedesinin imzası.
27 eylül 1669. Kandiye Kalesinin Türklere teslimi.
4 haziran 1672. Sadırâzam ve serdar olarak Polonya Seferine çıkışı
18 ekim 1672. Polonya ile Buçaş Sulh Muahedesinin imzası
3 ekim 1676. Ölümü.
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM100676
Theme
Person
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 10, pages 5587-5589
See Also Note
B.: Abdülâziz Efendi, Karaçelebizâde, cild 1, sayfa 69; B.: Saliha Han kendisinden sonra eniştesi Merzifonlu Mustafa Paşa sadırâzam oldu; bir müddet sonra küçük kardeşi Fazıl Mustafa Paşa da sadırâzamlığa kadar yükseldi ve Slankamen Meydan Muharebesinde şehid düşdü B.: Mehmet Paşa, Köprülü; Mustafa Paşa, Merzifonlu Kara; Fazıl Mustafa Paşa, Köprülüzâde; Hüsnü Paşa, Amıcazâde; Numan Paşa, Köprülüzade. Edirnede Mekkâreci Mustafa adında ada takımından gaayet güzel bir delikanlıya paşa kızı âşık olur, kız tarafının türlü tezleri ile oğlan öylesine hırpalanır ki Mekkâreci Mustafa şekaavet yoluna düşecek kadar çileden çıkar ve yakalanıp Edirnede asılır. Bu delikanlı için çıkan bir türküde Fazıl Ahmed Paşa zulüm ile suçlandırılmışdır: Çifte kuburlarımı ağalar Çakdım almadı, çakdım almadı Dört yanıma bakdım ağalar Kimse kalmadı, kimse kalmadı En küçük kardeşden be ağalar İmdad olmadı, imdad olmadı Aman vezir oğlu vezir yazık şânına Bu gençlikde nasıl kıydın tatlı canıma Aman tatlı canıma Devrinin Kronolojisi 30 ekim 1661. Sadırâzamlığı 12 nisan 1662. Sadırâzam ve serdar olarak Avusturya seferine çıkışı 24 eylül 1663. Uyvar Kalesinin fethi 4 ekim 1663. Novigrad Kalesinin fethi 8 şubat 1664. İstanbulda yapısı tamamlanan Yen Camiin ibâdete açılışı 30 haziran 1664. Serinvar Kalesinin fethi. 1 ağustos 1664. Saint Gotthard Râbe Suyu
Theme
Person
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.