Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
FÂTİH SULTAN MEHMED CÂMİİ KEBİRİ VE KÜLLİYESİ
İstanbulun bizim elimiz ile yapılan ilk binâ manzumesi ve mimari âbidesidir. Geniş bir sâha üzerine kusursuz yerleşdirilen 1 cami, 16 medrese, 1 mekteb, 1 kütübhâne, 1 hastahâne, 1 tabhâne, 1 imâret ve fodlhâne, 1 kervansaray, 1 hamamdan mürekkeb olub diğer binalar camii ihâta ediyordu. Ne yazıkdır ki külliyenin mihrâkı olan camiin harîm kısmı XVIII. asırda yıkıldı, Dârüşşifâ (Hastahâne) ve sekiz tâlî medresesi mahvoldu, duvarlar yer yer çöküp haremin mahremiyeti gitti, mekteb ve kütübhâne yok oldu ve yerlerini tufeylî binâlar kapladı. Bir asır İstanbulda rakibsiz fermanfermâ olan bu manzumeye ancak Süleymaniye ölçülebilir, benzetilebilir.
Fâtih Sultan Mehmed Külliyesi şehircilik ve îmar sâhasında yeni bir devir açmışdır.
Yapdığımız restütüsyon plânında mevcut binâlar açıkça görünmektedir. Bu plânda yalnız Dârüşşifâ 1239 (1823) da yapılmış bir plânına; Kervansaray ve İmâret, yerinde yapdığımız araştırmalarımıza ve 1288 (1813) tarihli bir su yolu haritasındaki işâretlere dayanılarak yerleşdirilmişdir. Vakfiyedeki kaydını umumî plânın tenâzur prensibi ile birleştirerek, Kütübhâne binâsını, duvarları görülen Mekteb’e mukaabil çizdim.
Câmi — Fâtih Sultan Mehmedin yapdırtdığı ve yapısı 1470 senesinde tamamlanmış ve İstanbulun Türk yapısı ilk büyük selâtin câmii olan, asırlar boyunca ...
⇓ Read more...
İstanbulun bizim elimiz ile yapılan ilk binâ manzumesi ve mimari âbidesidir. Geniş bir sâha üzerine kusursuz yerleşdirilen 1 cami, 16 medrese, 1 mekteb, 1 kütübhâne, 1 hastahâne, 1 tabhâne, 1 imâret ve fodlhâne, 1 kervansaray, 1 hamamdan mürekkeb olub diğer binalar camii ihâta ediyordu. Ne yazıkdır ki külliyenin mihrâkı olan camiin harîm kısmı XVIII. asırda yıkıldı, Dârüşşifâ (Hastahâne) ve sekiz tâlî medresesi mahvoldu, duvarlar yer yer çöküp haremin mahremiyeti gitti, mekteb ve kütübhâne yok oldu ve yerlerini tufeylî binâlar kapladı. Bir asır İstanbulda rakibsiz fermanfermâ olan bu manzumeye ancak Süleymaniye ölçülebilir, benzetilebilir.
Fâtih Sultan Mehmed Külliyesi şehircilik ve îmar sâhasında yeni bir devir açmışdır.
Yapdığımız restütüsyon plânında mevcut binâlar açıkça görünmektedir. Bu plânda yalnız Dârüşşifâ 1239 (1823) da yapılmış bir plânına; Kervansaray ve İmâret, yerinde yapdığımız araştırmalarımıza ve 1288 (1813) tarihli bir su yolu haritasındaki işâretlere dayanılarak yerleşdirilmişdir. Vakfiyedeki kaydını umumî plânın tenâzur prensibi ile birleştirerek, Kütübhâne binâsını, duvarları görülen Mekteb’e mukaabil çizdim.
Câmi — Fâtih Sultan Mehmedin yapdırtdığı ve yapısı 1470 senesinde tamamlanmış ve İstanbulun Türk yapısı ilk büyük selâtin câmii olan, asırlar boyunca “Sultan Mehmed Câmii”, “Fâtih Sultan Mehmed Câmii” ve “Fâtih Câmii” isimleriyle anılmış camii şerif 13 zilhicce 1179 (23 mayıs 1766) daki büyük zelzelede büyük kubbesiyle birlikde yıkılmış ve yerine zamanımızdaki Fâtih Câmii inşâ edilerek resmi küşâdı 1185 muharreminin aşure günü (25 nisan 1771) bir cuma namazı ile yapılmışdır.
Fâtih Câmii üzerine başlıca tarih kaynakları şunlardır:
1. Fâtih Vakfiyesi
XVI. asırda Türkçeye tercüme edilip Evkaf İdâresince neşrolunmuşdur, aşağıdaki satırları oradan alıyoruz :
“Kostantiniyyenin çak (ta) ortasında hâlen Yenicami denilen mahallede bir câmii cennetâsâ, ve payitahtlarının dârül ilim (ilim yeri, makaamı) olması için câmii şerif çevresinde sekiz medrese, ve bu medreseler arkasında Tetimme ismi ile birer medrese beçe (medrese yavrusu), cem’an onaltı medrese, ve câmii şerifin garba bakan Dârütta’lim, ve câmiin yine garbinde medreselerinde ders veren müderrisler, ilim tahsil eden gençler ve hattâ ulemadan kitab alamayanlar için vakıf buyurdukları kitablara mahzen (Kütübhâne olmak) üzere bir binâ daha inşâ buyurdular.
“Müslüman hastalara, İstanbula gelip geçim sıkıntısı çeken misafirlere, İstanbula gelip yerleşmiş muhtaçlara hizmeti, hükümdarlık borcu bilerek iki binâ daha yapdırdılar ki birine Dârişşifâ, birine de İmâret adını verdiler..” (Muhterem yazarın vakfiyeden aynen naklettiği yukardaki satırları biz bugünkü dile çevirdik. İstanbul Ansiklopedisi; R.E.K.)
2. Evliyâ Çelebi
Fâtih Külliyesini yapıldığı zamanın hâliyle gören XVII. asırda yaşamış Evliya Çelebi seyahatnamesinin birinci cildinde şunları yazıyor:
“Bu câmiin sağından solundan taş merdivenlerle çıkılır. Yerden (tâ üstüne) yüksekliği 87 zirâdır. Dört pâye üzerinde bir büyük kubbedir, mihrab üzerinde de bir yarım kubbe vardır. Mihrab ve minber ve hünkâr mahfili ve müezzinler mahfili beyaz mermerden sâde güzelidir, ve kubbenin içinde iki tabaka kandiller vardır..”.
İrtifâ için 87 zirâ = 65 metre mübalâğası hâric, diğer sözleri hâle mutâbık, ve bilhassa mihrab üzerinde bir yarım kubbe bulunduğunu açıkca zikretmesi pek mühim bir kayıddır. Mahfillerin cinsi hakkında Hadikatül Cevâmi ile müteârız olduğu görülür.
3. Hadikatül Cevâmi:
Bu kaynak da şunları yazıyor: “Fâtih Sultan Mehmed Câmiinin yeri bir kilisenin yeri olup harab olduktan sonra bina olunmayıp kalmışdı, oraya Fâtih Sultan Mehmed birer şerefe ile iki minâreli bir camii şerif binâ eylemişdir (Yapıya 867 de, 1462-1463 başlanmış ve cami 875 de, 1470-1471 yani sekiz senede tamamlanmışdır). Camiin içindeki mahfili hümâyun ahşab olup Sultan Bayazıdı Velî yaptırmışdır. (Şadırvan camii şerif ile beraber yapılmışdır. Etrafında sekiz medrese ki Sahnı Seman denilir ve tabhâne ve imâret ve karşısında dârüşşifânın müstakil mescidleri yardır. Ve sekiz de tetimme yaptırılmışdır. Ve Fâtih Sultan Mehmed 886, 1481 de vefat edip camiin mihrabı önüne defnedilmiş ve üzerine bir kubbeli türbe binâ olunmuşdur. Karşısındaki türbede harebi hümâyunları olan Gülbahar Sultan medfundur ki Sultan Bayazıdın validesidir. 1179 senesi kurban bayramının üçüncü Perşembe günü ki mayısın onbirinci günüdür, 1766, güneş doğdukdan bir saat sonra vukua gelen büyük zelzelede camiin büyük kubbesi tamamen harab olmuşdu, binanın geri kalan k ısmı da zemine kadar yıkdırılarak yeniden binâ ve ihyâsına başlandı; Fâtih Vakfının kâtibi devlet ricâlinden Hâşim Ali Bey binâemini tâyin edildi. 1180 tarihinde başlandı. Türbe de yeniden yapılıp 1179 da bitti. Ali Bey azledilip Sârım İbrahim Bey binâ emini oldu. 1183 de Sârım İbrahim Bey vezâret ile orduda sadırâzam maiyetine memur edilip darbhâne emini İzzet Mehmed Bey binâ emini oldu. Yeni yapılan camiin içinde evvelce yazılanlardan ziyâde kılınan şeylerden biri mahfili hümâyun olub tamamen mermerden yapılmışdır ve hâricinde Karadeniz tarafına nâzır iki oda yapılmışdır ve mahfile at ile çıkılmak üzere yol yapılmışdır. Ve camiin içinde Akdeniz tarafı kapusu tarafında bir kuyu kazılmıştır. İki tarafda fevkaanî birer mahfil ve onların dışında da avlulara nâzır iki mahfil ve her birinin altında onbeşer aded abdest muslukları ihdas olunmuşdur. Ve evvelce kubbe iki fil ayağı ve iki somâki direk üzerinde iken bu sefer kubbe dört fil ayağı üzerine yapılmışdır, iki somâkî direkler camiin dışında yer altına defnedilmişdir. Hareminin eskisine nazaran hayli genişlediği bellidir..” (Muhterem yazarın Hadikadan aynen aldığı bu metni de biz bugünkü dile çevirdik. İstanbul Ansiklopedisi; R.E.K.)
Üçüncü Mustafanın medhi ile muvaffakıyetini belirten bir kaç satırdan sonra da: “Kırk altı ay on gün tamamında 1185 senesi muharreminin aşûra günü ve nisanın onbeşinci cuma günü (M. 1771) salâti cuma ile ibtidâ olunmuşdur diyor.
Hadika müellifi eski binada mahfilin ahşab olduğunu ve kubbenin iki fil ayağı ve iki direğe müstenid olduğunu ve kaldırılan sütunların gömüldüğünü bildiriyor. Yeni binada da zeminedek hedm edilerek kubbenin dört pâye üzerine yapıldığını ve mahfillerin ilâvesini tâkib eden ibârede hareme vüs’ati azîme geldiğini beyan etmektedir. Musluklarına ve kuyusuna kadar zikretdiği camiin hududları ve türbelerin vaziyeti hakkında hiç bir kayıd olmaması dikkat edilecek bir noktadır. Ehemmiyetli bir cihet de türbeye receb 1180 de başlanıp 28 zilkaade 1180 de yani 4 ay 24 günde bitirilmiş olmasıdır.
Direklerin zemine gömüldüğü de doğrudur. 1949 senesinde avlu hafriyâtı esnâsında, cenub muslukları önünde ve zeminden 2,5 metre aşağıda bu granit sütunları gördüm ve ölçdüm.
4. Vâsıf Târihi:
Vâsıf Tarihinin birinci cildinde 1179 senesi vak’aları arasında şunlar yazılıdır: “Büyük zelzele Zilhiccenin onüçüncü perşenbe günü 23 mayıs 1766) gün doğdukdan yarım saat sonra iki dakikadan az süren İstanbul ve civarında büyük zelzele oldu. Kâgir ve ahşab pek çok binâ sakatlandı veya tamamen harab oldu ve pek çok adam telef oldu. Kalb-dehşet ve herkese hayret ve vahşet geldi. Sarsıntılar iki ay devam etti” deniliyior. Harab olan binaların tamiri için pâdişahın emir verdiği, Fâtih Vakfında kâfi nakid olmadığından Hazînei Hümâyundan yardım edildiği, ve bu zelzelede Şehzâde, Sultanselim, Süleymaniye, Nuriosmâniye, Lâleli, Vâlide Yeni Cami ve Ayasofya camilerinden maada diğer bütün camilerin minâre veya kubbelerinin harab olduğu ilâve ediliyor.
5. Gravürler, Resimler
Melchior Lorih’in 1559’da Şişhâne sırtlarından bakarak resmettiği gravürde görülen ilk Fâtih Camiinde mihrab cihetinde büyük kubbenin yanında bir yarım kubbe gayet vâzıh çizilmişdir. Minâreler birer şerefelidir.
1535 de Matrakcı Nasuhun yapdığı resimdeki Fâtih Camii, avludan görülerek çizilmişdir.
Fâtih su yolu haritasındaki Fâtih Camii resmi; M. Lorich’in çizdiği resme benzer.
I. İlk Fâtih Camii
(Camiin iç harem avlusu kareye yakın müstatil plânlı olup bu avluya ikisi yanlarda üç kapudan girilir. Etrafı 18 sütun üzerinde 22 kubbeli bir revakla çevrilmişdir. Bu kubbelerden cami tarafındaki 7 kubbenin altı son cemaat mahallini teşkil eder. Son cemaat yerinden ibâdet sahnına bir tâk kapu ile geçilir. Minâreler camiin son cemaat yeri tarafındaki duvarının iki ucunda olup kapuları dışardadır. Teker şerefeli minârelerdir. Yine kareye yakın müstatil plânlı ibâdet sahnının iki yanında üçer küçük kubbe, ortada iki sütun ile iki fil ayağına oturtulmuş bir büyük kubbe, ve mihrab cihetinde bir yarım kubbe bulunmaktadır. Mihrab duvarında ve son cemat yeri tarafındaki duvarda altışar, iki yan duvarlarda dörder pencere vardır, pencereler altlı üstlü çift penceredir. Yan duvarlarda minarelere yakın birer de kapu bulunmaktadır ki bu yan kapulardan da doğrudan ibâdet sahnına girilir. E.H. Ayverdinin çizdiği plâna göre).
Fâtih Camiinin ilk yapısından Şadırvan Avlusunun üç duvarı, bu avlu ortasındaki şadırvan, camiin tâk kapusu, câmiin mihrabı ve kaaidelerinden şerefe altına kadar minâre gövdeleri kalmışlardır. Bu kalıntıları izah edelim.
1. Şadırvan Avlusu
İstanbulda şadırvanlı ilk câmi avlusu olmasına rağmen hatlarında ve nisbetlerindeki asâlet ve kuvvet ile uzun müddet kademesine erişilememiş bir eserdir. Üç kol revak aynı seviyede, câmi kıble duvarına muttasıl olanı ise daha yüksekdedir. Revak kubbelerinin harici kasnakları sekiz köşeli olup müsellesi kürevîlerle kemerlere oturur. Kemerler umumiyetle kırmızı taş ve beyaz mermerle mütenâviben işlenmiş, yalnız mihverdekilere yeşil taş kullanılmışdır. Kırmızı taşlardaki eksikler, asırlar boyunca yapılan tâmirlerin izleridir. Duvarlar haricen ve dâhilen büyük eb’adda Bakırköyü köfesindendir. Alt ve üst pencerelerin etrafı geniş silmelerle çerçevelenip, altdakilere kenarı yeşil Eğriboz taşı, mermer aynalar konmuşdur. Söveler mermerdendir ve gaayet ve kuvvetli silemelerle tebârüz ettirilmişdir. Demir parmaklıklar 30 mm. Kutrunda kalın demirden ve topuzludur. Duvarlar kuvvetli bir köfeki silme ile nihayetlenir. Revak sütunlarının 8’i yeşil Eğriboz taşından, 2’si pembe ve 2’si esmer granitden, son cemaat tarafındaki büyük sütunlar ise pembe Mısır granitindendir. Sütun başlıkları tamamen mermerden ve hepsi de istalâktitlidir. İstalâktitli sütun başlığı artık câmilerde kat’î olarak yer almış, mimarimizin klâsik devrinin mühim eserlerinde artık terk edilmemişdir. Revak kemer alınları ve silmeleri beyaz mermerdendir.
Şadırvan avlusunun biri kıblede, ikisi yandan üç kapusu vardır ve hepsi mermerdendir. Kıble duvarında olan birincisi höcreler, kum saatleriyle müzeyyen bir çerçeve ortasında istalâktit yaşmaklıdır. Kapu kemeri yeşil ve beyaz taşla işlenmişdir, en üstünü de bir taç süslemektedir. Yan kapular sadedir ve bir sivri kemerle nihayetlenir.
2. Şadırvan
Evliyâ Çelebinin tarifi üzere sekiz dıllı’lı, baklava başlıklı sekiz direk üstüne müstenid saçaklı ve içi ahşab kubbelidir. Heyeti umumiyesinde bir XVII. asır (Evliyâ’nın yaşadığı asır) çeşnisi sezilmektedir.
3. Tâk Kapu
Edirnedeki üçşerefeli Camiin tâk kapusunun biraz noksanı ile aynıdır. Eb’adı bile uymaktadır. Üçşerefelideki kapunun kum saatleri etrafındaki istalâktitli silme bunda yokdur. Yazılar da Edirnedekinde olduğu gibi, tezyini bir gaaye düşülmeyerek kitâbe üç becihde birbirinin devâmı olarak hak olunmuşdur. Kapunun iç yüzü bir âbidecikdir; dilimli şemse bir kubbenin altında keskin bâdem ve yaprak teşkil ettiği yaşmağını, hatları gaayet zafir bir çerçeve kucaklar. Kanat yuvası bir Bursa kemeri ile nihayetlenir. İki tarafında da nâzik iki höcre vardır.
4. Mihrab
Yaşmağı istalâktitli, höcre köşeleri yeşil direkli, kum saatleriyle süslü ve habir taçla nihâyetlenmişdir. Yaşmağın üstünde tek satır celî sülüsle: “Kaalâllâhü teâlâ fenâdehül meliketü ve hüve yusellî kaaimün fil mihrâb. Sadakallâhü” âyeti kerimesi yazılıdır.
5: Minâreler
Hicrî 1250 senelerinde (1830-1835) bir İngilizin büyük sıhhatle yapılmış ve aslı Güzel Sanatlar Akademisi yangınında yanmış bir İstanbul panoramasında Fâtih Camii minâreleri teker şerefeli gösterilmişdir. (Bundan, ikişer şerefeli minârelerin bu tarihden sonra yapıldıkları söylenebilir. Minârelerin ilk şerefeler altına kadar gövdeleri Fâtih devrinin eseridir). Cenub yüzünde Ali Kuşcu tarafından yapıldığı tahmin edilen bir güneş saati bulunmaktadır.
6. Tezyinat
İlk camiden kalan tezyinat mermer mahkûkât ile iki çini levhadır; kalem işi ve alçı gibi tezyinat kalmamışdır. Mermer oymaları yukarda yerlerinde kaydettik.
Çini levhalar son cemaat duvarının sağ ve solundaki pencere aynalarındadır; “Besmele” ve Âyetül Kürsî” lâcivert üstüne beyaz sülüs ile yazılmışdır.
Satıh tezyinâtı olarak bir de şadırvan avlusu garb duvarında altı pencerenin aynalarına kabrtma celî sülüsle yazılarak zeminlerine yeşil Eğriboz taşları kakma olarak yerleştirilmiş “Besmele” ve “Fâtiha” levhaları vardır. Terkib ve nisbetleri de yazısı kadar güzeldir. Tuhfei Hattâtin’de bu yazının hattat Ali bin Yahya Es-Sofi’nin eseri olduğu kaydedilmişdir. (Camiin kapusu üzerinde de arabca bir kitâbe vardır. Aynı hattatın eseridir).
II. Zamanımızdaki Fâtih Camii
(Ortası şadırvanlı iç harem avlu üç duvarı ile camiin ilk yapısından kalmadır. İbâdet sahnı da kareye çok yakın müstatil plânlı olup dört büyük fil ayağı üzerine atılmış dört büyük kemer üstünde bir büyük merkezî kubbe, ve onun etrafında dört büyük yarım kubbe, ve dört köşede birer küçük kubbe ile örtülmüşdür. Mihrab duvarında ve son cemaat yeri tarafındaki duvarda on ikişer, yanduvarlarda da onbirer pencere vardır. Büyüklü küçüklü dört kat pencerelerdir. Yarım kubbeler ve merkezî kubbenin kasnağı da pencerelidir. Yan duvarlarda ve minârelere yakın yerde dışarıya açılır birer de kapu vardır. Son cemaat yeri ile ibâdet sahnı arasındaki büyük tâk kapu da ilk yapıdan kalmadır. Minâreler ikişer şerefelidir. Minâre külâhları taş külâh iken yakın zamanlarda kurşunlu ahşap mahrutî külâha tahvil edilmişdir. Gurlitt’in çizdiği plan ve resimlere göre.)
(Büyük zelzeleden sonra yıkılan Fâtih Camiini Üçüncü Sultan Mustafa 1767 - 1771 yılları arasında Mimar Mehmed Tâhir Ağa eli ile ihyâ ettirmişdir. Zelzeleden camiin şadırvan avlusu ile taç kapusu cebhesinin hasara uğramadığı anlaşılıyor. Bunlarla diğer duvar kalıntılarından istifâde edilerek câmi ihyâ edilmişdir. Şimdiki durumda merkezî kubbe dört fil ayağına oturmakta ve bunu dört yarım kubbe çevrelemektedir. Yarım kubbelerin etrafında tâlî yarım ve tam kubbeler, mahfilleri ve dıştaki abdest muslukları önündeki galerileri örtmektedir. Mihrabın son tarafından türbe yanından geniş bir rampa ile çıkılan hünkâr mahfili ve odalar bulunmaktadır ki bunlar camiin ihyâsında yapılmışdır. Yalnız şunu da ilâve edelim ki yakın zamana kadar tahmin edildiği gibi cami, ihyâsında tevsî edilmemişdir. Minarelere gelince, şerefeye kadar olan gövdeleri ilk yanandır. Taş külâhları da İkinci Abdülhamid zamanındaki zelzeleden sonra yapılmışdır. Elhâsıl Mimar Tahir Ağa, camii ihyâ ettiği sırada kalan klâsik parçalarla yeniden yapdığı barok parçaları iyi bir suretde imtizaç ettirmişdir. Camiin alçı pencereleri son devirlerde harab olduğundan âdî çevrçevelere tahvil edilmiş, ve gayet fenâ karakalem süslemeler yapılmışdır. Camiin, son cemaat yerinin iki başındaki pencere üstlerindeki çini panolar Fâtih devrinden kalmışdır. Yine bu avlunun cümle kapusu dışındaki pencere üstlerindeki yeşil porfir üzerine gömme Besmele ve Fâtiha Sûresi devrinin sanatkârane eseridir. Bu avlunun kapusu yanındaki yangın havuzu 1241 (1825) de İkinci Meahmud tarafından yaptırılmışdır. Camiin sağındaki kapusu üstündeki “Selâmün alâ nuh...” âyeti 1185 (1771) Hattat Bursalı Ali yazısıdır. Camiin geniş bir dış harem avlusu bulunmaktadır ki bunun Tabhâneye çıkan kapusu, üzerinin mozayik süslemeli tâcı ile Fâtih devrinden kalmışdır. Bu kapunun adı “Çörekci Kapusudur. Camiin türbe tarafındaki haziresinde yatanlar arasında Pilevne kahramanı Gazi Osman Paşanın türbesi bulunmaktadır, türbe Sultan Reşad zamanında Mimar Kemâleddin Bey tarafından yapılmışdır. Müverih Ahmed Cevdet Paşanın, Ahmed Midhat Efendinin, sadırazam Giridli Mustafa Nâil Paşanın, ve Müftüali Hamamı civarından buraya nakledilmiş Hattat Yesârînin açık kabirleri bulunmaktadır. Yine burada Nakşidil Valde Sultanın türbesi, sebili, ilk mektebi, çeşmesi ve odaları ayrı bir manzume teşkil etmektedir. Tahsin Öz, İstanbul Camileri, 1962).
Fâtih Sultan Mehmed Külliyesinden Medreseler — 16 medresenin sekizi “Semâniye Medreseleri”, sekizi de “Tetimme Medreseleri” isimleri ile anıla gelmişdir.
I. Semâniye Medreseleri.
Kapuları camiin dış harem avlusuna açılan medreselerdir; dördü camiin şimal, Haliç tarafında, dördü de cenub, Marmara tarafındadır; ilmiye mensubları arasında Haliç tarafındakiler “Karadeniz Medreseleri”, Marmara tarafındakiler de “Akdeniz Medreseleri” adı ile anılmış, ayrıca her iki tarafdaki dörder medreseye de “Başkurşunlu”, “Çifte Başkurşunlu”, “Çifte Ayakkurşunlu”, “Ayakkurşunlu” isimleri verilmişdi. Medreselerin herbirinde 19 höcre, 1 dershâne, 4 ayakyolu vardır ki Semâniye Medreseleri cem’an 152 höcre, 8 dershâne ve 32 ayakyolunu ihtivâ eder.
Ortaları şadırvanlı ve üstü avluları çevrilmiş olan revakları, yığma köfeki ayaklara müsteniddir. Medhal karşısındaki höcre yeri eyvan şeklinde açık bırakılarak nazara bir ferahlık temin edilmişdir. Kokudan korunmak için ayakyolları da ayrıca bir iç avlu üzerine dizilmişdir.
Her medresede medhalin, medhal karşısındaki eyvanın ve 19 höcrenin üstü cem’an 21 kubbe ile örtülmüş olup höcreler önündeki revakda da 24 küçük kubbe, ve dershâne üzerinde de bir büyük kubbe vardır. Dershânenin kapusu revak-höcre tarafına açılmakda olup dershânenin avluya bakan yüzü ile ayak yollarının iç avlusunun kapusunun bulunduğu tarafda revak kesilmektedir, yâni revak, medresenin şadırvanlı avlusunun yalnız üç kenarını çevirmişdir.
II. Tetimme Medreseleri.
Her semâniye medresesine karşılık bir tetimme vardı. Hepsi yıkılmışdır. İlmiye mensubları arasında Akdeniz Tetimmeleri “Ûlâ”, “Sâniye”, “Sâlise” ve “Râbia”, Karadeniz Tetimmeleri de “Hâmise”, “Sâdise”, “Sâbia” ve “Semâniye” isimleriyle anılırdı.
Mekteb, Fâtih Sultan Mehmed Dârüttâlimi — Hâlen mevcud değildir; câmiin dış harem avlusunun batı tarafında, 1934 Belediye Şehir Rehberine göre İslâmbol Caddesine açılan Boyacı Kapusu dışında ve yanında, avlu duvarına bitişik idi. Medhalinin nerede, avluda mı, cadde üzerinde mi tahkik edilemedi.
Fâtih Sultan Mehmed Kütübhânesi — Vakfiye külliyenin garb tarafında olduğu kaydedilmiş olan ve hâlen mevcud olmayan Kütübhâne binâsını da, mekteb binasına mütenâzır olarak Çörekçi Kapusunun yanında gösterdim.
Dârüşşifâ ve Dârüşşifâ Mescidi — Zamanımızda mevcud değildir, Nakşidil Vâlide Sultan Türbesinin şimalinde, hâlen mevcud Tabhâne binasına mütenâzır bir yerde idi. 1240 (1824-1825) yılına kadar hastahâne olarak kullanılıyordu. 1239 da yapılmış bir plânı vardır. Bu plânda Dârüşşifâ avlusu ortasında dâirevi çizgi, altında bir şadırvan bulunan Hadikatül Cevâmide kaydedilmiş fevkaanî Dârüşşifâ Mescidinin yeri olabilir.
Tabhâne ve Tabhâne Mescidi — Fâtih Sultan Mehmed İmâreti ile Kervansarayını da içine almış geniş bir ihâta duvarı içindeki avludadır. Fâtih Külliyesinin misâfirhânesiydi. Zelzelelerden yıkılmış ve noksan bugünkü hâliyle bile azametli bir yapıdır; 64x43 metre eb’adında mustatil bir binadır, medhali harb tarafında. Kapu geçidinden sonra 20 kubbeli bir revakın ihâta ettiği bir avludan yanları höcreli bir kemer geçilerek bir salona varılır. 5x5 metre genişlikde ve 7 metre yükseklikdeki bir kemer bu salonun büyük bir açık eyvan olduğunu göstermektedir, dipde mihrab da gösterir ki Hadikatül Cevâmiin bahsettiği Tabhâne Mescidinin burada olması muhakkakdır, 1179 zelzelesinden sonra kubbe ihyâ olunmayıp yerine ahşab tavan ve çatı yapılmışdır.
Salonun hemen önündeki revakın sağ ve solunda ikişer kubbeli mahal höcre hâline sokulmayıp açık bırakılmış ve yan eyvanlar teşkil olunmuşdur. Büyük eyvan yaza mahsus, yanlardaki ikişer büyük oda da kışlık toplantı ve namaz yeri idi. İkişer kubbeli ve sekili yan eyvanlar da misâfirlerin eşyasına mahsus depolardı. Binanın şimal ve cenub dililerinde üçerden altı medhalin yanlarında da ikişerden dört ki cem’an on aded ocaklı oda misâfir ikametine tahsis edilmişdi.
İmâret ve Fodlahâne — Tabhâne avlusundadır, avlunun cenubî garbî köşesindedir. Bugünkü bakiyeleri 6x6 ebadında, kalın taş duvarlı, pencereli, iki büyük kubbeli mahal ile bunları birbirine bağlayan 8 metre boyunda ve bir kapu ile penceresi vuzuhla görülen bir duvardan ibârettir.
Kervansaray — “Deve Hanı” adı ile anıla gelmişdi. Fâtih Külliyesinin, Tabhâneye konan, misafirlerin hayvanlarına mahsus kervansarayı idi. Tabhânede üç gün müddet ile ibâte ve iâşe edilen misâfirlerin hayvanlarına da bilâ bedel yem veriliyordu. Bu kervansarayın vaziyeti bilinmiyordu. 1945 de Fâtih mevkiinde umumî ayakyolu inşâsı için duvar yıkılınca arkasında tonozlu büyük ahırlar ve odalar çıkdı. Üstü mektebin (Askerî Rüşdiyenin) bağçe toprağı ile mestur olduğundan görülemiyormuş. Ayakyolu yapılarak kervansaray örtülmüş oldu. Yeri Tabhâne avlusunun cenub - doğu köşesindedir.
Türbeler — Külliyenin hazîresi sâhasında ve camiin mihrab duvarı önünde Fâtih Sultan Mehmedin, ondan az ötede de zevcesi ve İkinci Sultan Bayazıdın anası Gülbahar Hâtunun türbeleri bulunmaktadır. Her iki türbe 1179 (1765) zelzelesinden bir sene sonra yeniden yaptırılmışdır.
Fâtih Sultan Mehmedin Türbesinin yeni yapısı 1180 zilkaadesinde tamamlanmış (Nisan 1767) ve kitâbesi Birinci Sultan Abdülhamid tarafından 1199 (1784 - 1785) de konulmuşdur, kitâbe metni şudur:
Hüvel Hallâkül Bâkî
Lüllü nefsin zâikatül mevt
Cenâbı hazreti Abdülhamid Han kıldırıp tahrir
Bu pür nûr merkade bu âyeti vaz etti ibretgir
1199
Dışarda kapunun üstündeki geniş dalgalı saçak da o asrın sonuna âiddir. Türbe Sultan Abdülaziz devrinde 1282 (1865-1866) de tamir olunmuş, ve altınlı nakışlar, sürme pencereler yapılmışdır.
Sekiz köşeli bir binadır.
Yine sekiz köşeli bir binâ olan Gülbahar Hâtun Türbesi de 1179 zelzelesinden sonra yani başdan yapılmışdır, ve yapısı 1181 (1767 - 1768) de tamamlanmışdır. Bu tamirden onbeş sene kadar sonra konulan kitâbesi şudur :
Cennetmekân firdevs âşiyan merhum ve mağfûrünleh Fâtih Sultan Mehmed Han tâbe serâhü hazretlerinin zevcei muhteremeleri ve vâlidi mâcidi merhum ve mağrerünleh Sultan Bâyezidi Velî Han merhume ve mağruhünlehâ Gülbahar Hâtun türbei şerefidir, li seneti 1196 (1781 - 1782).Hamam — “Irgatlar Hamamı” ve “Karaman Hamamı” isimleri ile anı gelmişdi. Fâtih camii yapıldığı sırada, böyle mühim eserlerin inşâsında teâmül olduğu üzere, amelegüsülsüz çalışmaması için evvelâ bu hamam yaptırılmışdı; zamanımızdaki Şekerci Hanının tam arkasında idi 1332 (1916) deki büyük yangında yanmış, yalnız duvarları kalmışdı, 1930 yılına kadar bu halde kaldı, o tarihde kalındı duvarlar da yıkdırılarak yerine evler yapılmışdır. (B.: Irgadlar Hamamı).(Fâtih Sultan Mehmed yapısı olarak bir de “Çukur Hamam” vardır ki) Fâtih Külliyesinde Karadeniz Baş Kurşunlu Medresenin pek yakınında bulunan bu hamam yeri belirsiz hâle gelmişdir. (Külliye yapıları arasında 1 hamam, bu makaleyi büyük eserinden telhisen aldığımız E. Hakkı Ayverdiye göre Irgadlar Hamamı gösterilmiş olduğu halde İstanbul Ansiklopedisi külliyenin hemen yanı başındaki bu Çukur Hamamı da külliyenin bir parçası olarak kabul ediyor, bu takdir de külliyede 2 hamam binâsı bulunmak gerekiyor. Irgadlar Hamamı inşaatı başlamadan önce, Çukur Hamam da külliye ile birlikde yapılmış oluyor. B.: Çukur Hamam, cild 8, sayfa 4171).Külliyenin Mimarı — Anonim bir Tevârihi Âli Osman ile Evliyâ Çelebide (yazma nüshalarda) külliyenin mimarı olarak “Sinan” ismi kesin olarak keydedilmişdir; (sanat tarihimizde Atik Sinan diye XVI. asrın büyük mimarı Koca Mimar Sinan Ağadan ayırd edilen zâttir); Fatihde Hafızpaşa Caddesinde bânisi olduğu Kumrulu Mescidin avlusunda güzel taşlı mezarında yatan zâtdir, kabir taşı yazısında “El-Mimar” kaydı bulunduğu halde Fâtih Sultan Mehmed Külliyesine âid bir işâret yokdur, vefat tarihi 876 (1471) dir, bu tarih kaydi de külliyenin mimarı olma şerefine mâni değildir (B. Sinan Ağa, Atik; Kumrulu Mescid).Fâtih Sultan Mehmede hizmet etmiş ikinci mimar Ayas Ağadır; Saraçhânebaşındaki mevcud iki kitâbede de “Ebülfeth Sultan Mehmed Han Hazretlerinin mimarı” olarak zikredilmesine ve vefat tarihinin 892 (1486 - 1487) olmasına nazaran bu zât de Fâtih Camii ve Külliyesi mimarı olabilir. Esasen rivâyetlere nazaran Saraçhânebaşındaki camiini, müsaade alarak, Fâtih Sultan Mehmed’in inşaatından artan malzeme ile yaptırmışdır.Ulalı beylerinden Kantemir tarafından XVII. asırda yazılmış bir Osmanlı tarihinde, hiç bir dayanak gösterilmeden, Fâtih Külliyesinin mimarı olarak Kristodulos adında bir Bizanslı gösterilmişdir. Türk sanatını, bir sâbit fikirle, mutlaka yabancı kaynağa bağlamak isteyenler Kantemirin bu mesnedsiz kaydına sarılmışlardır. Kaldı Fâtih Camii ve Külliyesi Bizans sanatından en küçük bir iz taşımaz. (Kristodulos adı, bu muhteşem Türk yapı manzumesinde Hıristiyan fanatizminin sırnaşıklığından başka bir şey değildir).Ekrem Hakkı AYVERDİFâtih Devri Mimarisi“Fâtih Devri Mimârisi” — Bu İstanbul Ansiklopedisinin muhterem dostu, ve Türk yapı sanatı üzerinde çok salâhiyetli kalem sâhibi Y. Mimar Ekrem Hakkı Ayverdinin (B.: Ayverdi, Ekrem Hakkı, cild 3, sayfa 1663) milli kütübhânemize koyduğu çok mühim bir eser; 1953 de İstanbulun Türkler tarafından beşyüzüncü fethi yıldönümünde İstanbul Fethi Derneği tarafından yayınlanmış ve o zaman 35 liraya satışa çıkarılmışdır; 25x35 santim eb’adında 512 sayfa olup içinde 550 fotoğraf, plân ve rölöve vardır.Kitabda Fâtih devrinin mimârî eserleri İstanbuldaki yapılar, Bursadaki yapılar, Edirnedeki yapılar, ve bu üç büyük şehirden gayri Osmanlı ülkesindeki yapılar olmak üzere dört fasılda kaydedilmişdir, ve büyük kitab “Fâtih devrinde mimârinin umumî esasları” başlıklı bir makale ile bağlanmışdır.İstanbuldaki eserler şu bölümlerde kaydedilmişdir:Cami ve MescidlerMedreselerMekteblerKütübhânelerMahkemelerHastahânelerAşhâneler, FodlahânelerDarbhâneSaraylarHamamlarHanlar, KervansaraylarÇarşılar, Pazarlar, Höcreler, MahzenlerMenziller, EvlerDeğirmenlerSutesisatı, ÇeşmelerAskeri YapılarTürbelerAçık Kabirlerİstanbuldaki Fâtih Devri yapılarından 36 eserin de mimarî hususiyetleri hakkında fotoğraf, plân ve mimarî hususiyetleri hakkında fotoğraf, plân ve rölövelerle bilgi verilmşidir; ikiyüzden fazla yapının da isimleri kaydedilerek kısa notlar konmuşdur.Tedkik ve tafsil edilen 38 eser şunlardır :1. Topkapusu Sarayındaki Ağalar Camii (B.: cild 1, sayfa 247; R. E. Koçu)2. Atik Ali Paşa Camii ve Medresesi (B.: cild 3, sayfa 1281; E. H. Ayverdi).3. Demirciler Mescidi (B.: 8, sayfa 4382).4. Davudpaşa Camii, Medresesi, Türbesi (B.: cild 8, sayfa 4291; E.H. Ayverdi)5. Fâtih Camii Manzumesi (E.H. Ayverdinin yukardaki maalesi buradan telhis edilmiştir)6. İshakpaşa Camii ve Hamamı7. Mahmudpaşa Camii, Medresesi, Türbesi ve Hamamı8. Mollagûrânî Hamamı9. Merdivenli Mescid10. Mollaşeref Camii11. Muradpaşa Camii, Medresesi Hamamı (B.: Aksaray Hamamı, cild 1, sayfa 536; R. E. Koçu)12. Sağrıcılar (Yavuzlar Sinan) Camii13. Samanveren Camii14. Şeyhvefâ Camii, Hamamı, Türbesi15. Timurtaş Camii (B.: Demirtaş Mescidi, cild 8, sayfa 4391)16. Yarhisar Camii17. Yatağan Camii18. Yavaşcaşâhin Camii19. Zincirlikuyu Camii (B.: Atikalipaşa Camii, cild 3, sayfa 1286; E.H. Ayverdi)20. Eyyub Camii, Medresesi, İmâreti, Hamamı, Türbesi (B.: Cild 10, sayfa 5446, 5463, 5465)21. Rummehmedpaşa Camii, Medresesi, Hamamı, Türbesi (B.: Eski Hamam, cild 10, sayfa 5285)22. Ayasofya Medresesi (B.: cild 3, sayfa 1452)23. Eski Saray (B.: cild 10, sayfa 5296; R. E. Koçu)24. Yeni Saray (Topkapusu Sarayı, Fâtih devri yapıları, bu arada Bâbıhümâyun, Orta Kapu – Bâbüsselâm, Fâtih Köşkü, Çinili Köşk); (B.: Bâbı Hümâyun, cild 4, sayfa 1765; E. H. Ayverdi. Bâbüsselâm, cild 4, sayfa 177; E. H. Ayverdi. Çinili Köşk, cild 7, sayfa 4031; E. H. Ayverdi).25. Çukur Hamam (B.: cild 8, sayfa 4171; R. E. Koçu)26. Gedikpaşa Hamamı27. Tahtakale Hamamı28. Akbıyık Hamamı (B.: cild 1, sayfa 508)29. Davudpaşa Hamamı (B.: Davudpaşa İskelesi Hamamı)30. Kürkcü Hanı31. Eski Bedestan (B.: cild 5, sayfa 2347; E.H. Ayverdi)32. Bitpazarı Çarşısı33. Sandal Bedestanı (B.: cild 5, sayfa 2358; E.H. Ayverdi)34. Saraçhâne35. Acemioğlanlar Çarşısı, Kışlası (B.: cild 1, sayfa 189)36. Galata Bedestanı (B.: cild 5, sayfa 2361; E.H. Ayverdi)37. Rumeli Hisarı (B.: Boğazkesen Kalesi, cild 6, sayfa 2910; Albert Gabriel).38. Yedikule İç HisarıKısa notlar ile yetinilmiş eserler de şunlardır :1. Abbasağa Mescidi (B.: cild 1, sayfa 10; H. Kınaylı)2. Acemağa Mescidi (B.: cild 1, sayfa 178; S. Eyice)3. Acemioğlanlar Mescidi (B.: cild 1, sayfa 189; R. E. Koçu)4. Ahmedkethüdâ Mescidi (B.: cild 1, sayfa 386; R. E. Koçu)5. Akbıyık Camii (B.: cild 1, sayfa 507; R. E. Koçu)6. Akseki Mescidi (B.: cild 1, sayfa 543; R. E. Koçu)7. Akşemseddin Mescidi (B.: cild 1, sayfa 558; R. E. Koçu)8. Alaca Mescid (B.: cild 1, sayfa 573; R. E. Koçu)9. Alifakih Mescidi (B.: cild 2, sayfa 664; R. E. Koçu)10. Asmalı Mescid (B.: cild 2, sayfa 1126)11. Ayasofya Camii (B.: cild 3, sayfa 1439)12. Azebler Camii (B.: cild 3, sayfa 1684; R. E. Koçu)13. Baklalı Mescid (B.: Baklalı Kemâleddin Mescidi, cild 4, sayfa 1938)14. Bâlâ Mescidi (B.: Bâlâ Camii, cild 4, sayfa 1955; E. H. Ayverdi)15. Balabanağa Mescidi (B.: cild 4, sayfa 1946; S. Eyice)16. Başcı Mescidi (B.: cild 4, sayfa 2176; H. Göktürk)17. Bayazıdağa Mescidi (B.: cild 4, sayfa 2227)18. babahasanalemi Mescidi (B.: cild 4, sayfa 1739; O. Mümtaz)19. Bodrum Camii (B.: Bodrum Camii, cild 5, sayfa 2840)20. Bodurum Mescidi (B.: Bodrum Mescidi, cild 5, sayfa 2844; R. E. Koçu)21. Bıçakcı Mescidi (B.: Bıçakcı Alâeddin Mescidi, cild 5, sayfa 2742; R. E. Koçu)22. Camcılar Mescidi (B.: cild 6, sayfa 3348)23. Cankurtaran Mescidi (B.: cild 6, sayfa 3376; H. Göktürk)24. Çakırağa Mescidi (B.: cild 7, sayfa 3672; R. E. Koçu)25. Çatalçeşme Mescidi (B.: Fenâri Mescidi)26. Çukurçeşme Mescidi (B.: cild 8, sayfa 4170)27. Çobançavuş Mescidi (B.: cild 8, sayfa 4049; H. Göktürk)28. Dârüşşifâ Mescidi (B.: cild 8, sayfa 4267)29. Demirhan Mescidi (B.: cild 8, sayfa 4386; E. Yücel)30. Demirkapu Mescidi (B.: cild 8, sayfa 4388; R. E. Koçu)31. Değirmen Mescidi (B.: cild 8, sayfa 4350)32. Dülgerzâde Camii (B.: cild 9, sayfa 4816; R. E. Koçu)33. Eminsinan Camii (B.: cild 9, sayfa 5082; H. Göktürk)34. Eğrikapu Mescidi (B.: Avcıbey Camii, cild 3, sayfa 1345; B. Olker)35. Eskiimâret Camii (B.: cild 10, sayfa 5287; R. E. Koçu)36. Etyemeztekkesi Mescidi (B.: cild 10, sayfa 5396; H. Göktürk)37. Eğriminâre Mescidi (B.: cild 9, sayfa 4969; R. E. Koçu)38. Elvanzâde Mescidi (B.: Elvan Mescidi, cild 9, sayfa 5028)39. Fazlıpaşasarayı Mescidi40. Fenâi Mescidi41. Hacıbayramkaftâni Mescidi42. Hacıkadın Camii43. Hacıküçük Camii44. Hacımuhiddin Mescidi45. Hacıtimur Mescidi46. Haraçcı Mescidi47. Hindilertekkesi Mescidi48. Harbi Mescidi49. Hızırbey Mescidi50. Hobyar Mescidi51. Hobyar Mescidi52. Hocahayreddin Mescidi53. İbnimedas Camii54. İğciler Mescidi55. Kalenderhâne Camii56. Kanlı Mescidi57. Karanlık Mescidi58. Kantarcılar Mescidi59. Kasabilyas Camii60. Kasımağa Mescidi61. Kazancı Mescidi62. Kazancı Mescidi63. Kemalpaşa Mescidi64. Keskindede Mescidi65. Keycihâtun Mescidi66. Kilise Mescidi67. Kızahmedefendi Tekkesi Mescidi68. Kızılminâre Mescidi69. Kuvacıdede Mescidi70. Kul Mescidi71. Kumrulu Mescidi72. Küçükmustafapaşa Mescidi73. Kürkcü Mescidi74. Kürkcühanı Mescidi75. Manastır Mescidi76. Mercimek Mescidi77. Merdivenli Mescidi78. Merdivenli Mescidi79. Mimarağa Mescidi80. Mollaaşki Mescidi81. Molla Hüsrev Mescidi82. Mollafenâri Mescidi83. Mollakestel Camii84. Mustafabey Mescidi85. Nallı Mescidi86. Nakilbend Mescidi87. Nevbahar Mescidi88. Nişancı Camii89. Orucgazi Camii90. Pirinçci Mescidi91. Resmî Mescidi92. Sancakdar Mescidi93. Saraçhâne Mescidi94. Saraçhânebaşı Mescidi95. Saraçdoğan Mescidi96. Sarıbayazıd Mescidi97. Sarıgez Mescidi98. Sarımusa Mescidi99. Sekbanbaşı Mescidi100. Sekbanbaşı Yakup Ağa Mescidi101. Servi Mescidi102. Sinanağa Mescidi103. Sofular Camii104. Şeyhdavud Mescidi105. Şehreemini Camii106. Şeyhsüleyman Mescidi107. Tahtaminâre Mescidi108. Tarakcılar Camii109. Tarsus Mescidi110. Tokludede Mescidi111. Timurtaş Mescidi112. Uzunşüca Mescidi113. Uzunyusuf Mescidi114. Üsküplü Camii115. Üskubiye Mescidi117. Üçmihrablı Camii118. Vuynukşücâ Mescidi119. Yazıcı Mescidi120. Yedikule Mescidi121. Yemeniciler Mescidi122. Yıldızdede Mescidi123. Darbhâne Mescidi124. Zeyrek Camii125. Zenburcu Mescidi126. Bursa Tekkesi Camii (B.: Arpacılar Mescidi, cild 2, sayfa 1052)127. Çatladıkapu Mescidi (B.: cild 7, sayfa 3782)128. Kireçiskelesi Mescidi129. Gümrükönü Mescidi130. Yedikule Camii
131. Yoğurtcular Camii132. Balçık Mescidi (B.: cild 4, sayfa 1979)133. Çayırbaşı Mescidi134. Handanağa Mescidi135. Kasımçavuş Mescidi136. Mehmedbey Mescidi137. Ödlücebaba Mescidi138. Otakcılar Mescidi139. Sinanpaşa Zâviyesi Mescidi140. Sofular Mescidi141. Sultan Mescidi142. Divanhâne Mescidi (B.: cild 9, sayfa 4618)143. Kuşkonmaz Mescidi144. Okmeydanı Mescidi145. Sarılütfi Mescidi146. Tahtakadı Mescidi147. Bereketzâde Mescidi148. Karaköy Camii149. Manastır Mescidi150. Okcumusa Mescidi151. Şehsüvar Mescidi152. Ekmekcibaşı Mescidi (B.: cild 9, sayfa 4976)153. Rumeli Mescidi154. Kuruçeşme Camii156. Rumeli Hisarı Mescidi157. Baltalimanı Mescidi (B.: cild 4, sayfa 2077)158. Anadoluhisarı Camii (B.: cild 2 sayfa 818)159. Dürbâli Mescidi (B.: cild 9, sayfa 4824)160. Fâtih Mescidi161. Sarıkadı Mescidi162. Toygar Mescidi163. Çobançavuş Mescidi164. Efdalzâde Medresesi165. Eskiimâret Medresesi167. Eski Medrese168. Hacıkadın Medresesi169. Hızırbey Medresesi170. Kurabalı Medresesi171. Mollagûrâni Medresesi172. Sekbanbaşı Medresesi173. Üçmihrablı Medresesi174. Zeynîmehmedefendi Medresesi175. Zeyrek Medresesi176. Üçmihrablı Mektebi177. Kalenderhâne İmâreti178. Mahmudpaşa Sarayı179. Tokad Kasrı180. Acemioğlanlar Hamamı (B.: cild 1, sayfa 188; R. E. Koçu)181. Alaca Hamam (B.: cild 1, sayfa 570; R. E. Koçu)182. Azebler Hamamı (B.: cild 3, sayfa 1685; R. E. Koçu)183. Balatkapusu Hamamı (B.: Balat Hamamı, cild 4, sayfa 1967; R. E. Koçu)184. Bostan Hamamı (B.: Bostan Hamamı, Haseki Bostan Hamamı, cild 6, sayfa 3006; R. E. Koçu. (Fâtih devri yapısı değildir)185. Çavuşbaşı Hamamı (B.: Balat Hamamı)186. Davudpaşa İskelesi Hamamı (B.: cild 8, sayfa 4302; H. Kınaylı)187. Hacıkadın Hamamı188. Hacıkadın Hamamı189. Kazasker Hamamı189. Kule Hamamı190. Mollagûrâni Hamamı191. Nişancı Hamamı192. Sinanpaşa Hamamı193. Sırt Hamamı194. Şengül Hamamı195. Yıldız Hamamı196. Eskiyeni Hamamı (B.: cild 10, sayfa 5304; R. E. Koçu)197. Karaköy Hamamı198. Direklice Hamam (Buğuluca Hamam)199. Tophânekapusu Hamamı (Kapuiçi Hamamı)200. Kervansaray201. Kervansaray202. Eski Han203. Mollagûrâni Hanı204. Muradpaşa Hanı205. Odunkapusu Hanı206. Şeyhdavud Hanı207. Yemiş Kapanı HanıO devirde yapılmış, kurulmuş çarşı ve pazarlar tesbit edilmiş ve Fâtih Sultan Mehmed devrinin adamlarından 134 zâtin de açık kabirleri kaydedilmişdir, büyük himmet eseri bir kitabdır. Rölöve ve plânların çoğu bizat Ekrem Hakkı Ayverdi tarafından çizilmişdir.Bu esere 1961 yılında ayni dernek tarafından aynı eb’adda 43 sayfalık bir zeyil yayınlanmışdır. E. H. Ayverdi bu risâlede de İstanbul, Balıkesir, Bursa, Çardak, Edirne ve Sarayı Bosnada 90 kadar Fâtih devri eseri kaydediyor. Bu zeyilde İstanbuldaki yapılar şunlardır:1. Acemoğlu Mescidi2. Altıboğaça Mescidi3. Beyceğiz Mescidi (B.: cild 5, sayfa 2631)4. Bezzâzıcedid Mescidi (B.: cild 5, sayfa 2740)5. Debbağyunus Mescidi (B.: cild 8, sayfa 4327)6. Divânealibey Mescidi (B.: cild 9, sayfa 4616)7. Eminbey / Dıbek Camii (B.: cild 9, sayfa 5051)8. Güngörmez Mescidi9. Hacıhaliattar Mescidi10. Hacıhaliattar Mescidi11. Hacıhamza Mescidi ve Mektebi12. Hocapîrî Mescidi13. Hocarüstem Mescidi14. Hocateberrük Mescidi15. Hocaüveys Mescidi16. İsakapusu / Esekapusu Mescidi17. Hoşkadem Mescidi18. Karakedi Mescidi (Karaki Mescidi)19. Kirmastı Camii ve Medreseleri20. Mercanağa Camii21. Mimarkemaloğlu Mescidi22. Nuridede Mescidi23. Şerefağa Mescidi24. Tahtakele Mescidi25. Yüzerioğlu MescidiE. H. Ayverdi’nin “Fâtih Devri Mimârisi” tükenmiş bir kitabdır, yeniden basılması gerekir.Hüsnü KINAYLIŞadırvan Avlusu sütunlarının dip çenberlerindeki yazılar — Bilhassa XVII. asırda merak salınmış bir âdet vardı, camilerin iç harem avlularındaki revak sütunlarının diblerindeki tunç çemberlere halk eliyle bâzı vak’alar bıçakla oyulmak suretiyle kaydedilirdi. Evliyâ Çelebi böyle yazılar için “Cami Sicili” diyor. Fâtih Camiinin şadırvan avlusundaki sütunlardan bir kısmının çenberlerinde böyle yazılar vardır. Çizdiğimiz krokiye göre :1 numaralı sütunda :Kınalızâde mübârek zilhiccenin o üçünde Lazgrada (Razgrad olacak) gitti, sene 1041 (Haziran - Temmuz) 1632).Abdi Paşa vefât eyledi, zilhiccenin yirmi birinde, sene 1068 (19 eylül 1658).Kâbetullah minberi ve Altunoluk işlendi, Sultan Ahmedin zamânı şerifinde. Ketebehül fakir Osman Çelebi Kasımpaşalı, sene 1020 (1611).İbrahim Paşa hazretlerinin meyyti geldi sene 1010 (1601).6 numaralı sütunda :Mubârek saferin yirmi birinde azîm ihrak yangın oldu, sene 1023 (2 nisan 1614)Azmizâde Efendi vefât eyledi, şevval onda, sene 1040 (12 mayıs 1631).Vâiz ve nâsih Muslu Efendi vefât eyledi, cemâziyelâhir üçde, fî yevmi cuma, sene 1116 (1 ekim 1704).7 numaralı sütunda :Mevlevîler şeyhi İsmail Efendi vefât eyledi, ramazan yirmide, sene 1041 (10 nisan 1632).12 numaralı sütunda :Benim ruhum bizi hayır duâdan ferâmuş etmeyesin sene 1017 (1608 - 1609.)Sadırazamların Cenâze Namazları — Osmanlı İmparatorluğunda fetihden bu yana kamış bir gelenekdi, makaamında ölen sadırazamların cenâze namazları mutlakaa Fâtih Camiinde kılınırdı.Fâtih Camii Hazîresi — Fâtih Câmii Haziresinde Türk büyüklerinden Pilevne kahramanı Gazi Osman Paşa müstakil türbesinde, müverrih ve edib ve din bilgini Ahmed Cevdet Paşa ile gazeteci ve roman yazarı Ahmed Mudhat Efendi de açı kabirlerinde yatmaktadırlar (B.: Ahmed Cevdet Paşa, cild 1, sayfa 336; Ahmed Midhat Efendi, cild 1, sayfa 389).Fâtih Camii Sürurî’nin bir gazelinde — Vak’alar üzerine yazdığı tarih manzumeleriyle meşhur Osman Sürurî (ölümü 1813) Fâtih Camii için de bir gazel yazmışdır :Câmii Sultan Muhammed kim cemaat bundadırCenneti Firdevsdir hakkaaki ümmet bundadırGeldiği hengâmde Âdem cihandan âlemeGörse bu me’vâyi pâki dirdi cennet bundadırBaşka revnak virdi İstanbûla mâhi rûze kimCennet içre olmayan arâyiş elbet bundadırHâtırı uşşâk veş pür nurdur her kûşesiDilberânı mihriban mâhi tal’at bundadırDilberi sâhib cemâlü zümrei ehli kemâlHem bu iki fırkaya ashâbı rağbet bundadırNushai tab’ın sekaametden masun itsün HüdâCâmii ilmü meârifdir metânet bundadırFâtih Câmiini yıkan zelzele hakkında bir halk rivâyeti — Geçen asrın zerâfeti ile meşhur ulemadan Kethüdâzâde Mehmed Ârif Efendi (B.: Ârif Efendi, Kethüdâzâde, cild 2, sayfa 996) şanında yazılmış “Kethüdâzâde Menâkibi” isimli eserde Fâtih Câmii hakkında şu fıkra görülmüşdür :“İçinden cemaat hiç eksik olmaz, ya namaz kılarlar, ya hâfızlar hıfza çalışırlar, ya tilâveti Kur’an veya selâtü selâm iderler. Câmi hiç boş kalmaz iken büyük zelzelede yâni 1179 senesi kurban bayramının üçüncü perşembe günü gün doğdukdan bir saat sonra vâki olan zelzelei kübrâda camiin büyük kubbesi kâmilen iner yıkılır; garâbet şundaki bu kubbe indikde camiin içinde kimse bulunmaz. Nakle göre o zelzele olacağı dakikada camii-şerîfe birisi gelir, ne duruyorsunuz, Fâtih Sultan Mehmed kabirden çıkmış diye bağırır, herkes dışarı koşar, camiin kubbesi de o vakit iner. Hoca efendimiz Fâtihin hulûsudur buyurdular..”.Fâtih Câmiinin resmi ile ilân — Bankalar İstanbulun bir semtinde yeni bir şûbe aşdıkları zaman, o şubede açdırılacak yeni tasarruf hesabları numaraları ile özel ikrâmiye piyangoları tertib ederler ve bunu gazetelerle ilân ederler; bu ilânlarda da bâzan o yeni şubenin bulunduğu binanın resmi konulur. 1967 martında, Akbank yeni Fâtih şubesi için böyle bir ilânında, olgun bir sanat duygusu Fâtih Camiinin, Çorba Kapusu kemeri altından görünüşü ile çok güzel bir resmini koymuşdur; resmi yapan sanatkârın adını maalesef tesbit edemedik.İlk Fâtih Câmii(Ekrem Hakkı Ayverdinin çizdiği resim)İlk Fâtih Câmii(Ekrem Hakkı Ayverdi’nin çizdiği maktâ resim ve plân)Fâtih Câmiinde Şadırvan(Resim: Behcet Cantok)Fâtih Câmiinde Çorba Kapusu(Resim: Behcet Cantok)Zamanımızın Fâtih Câmii(Maktâ resim: Gurlitt)Zamanımızın Fâtih Câmii(Plân: Gurlitt)Semâniye Medreselerinden biri(Plân: E. Hakkı Ayverdi’den Ömer Tel eli ile)Fâtih Tabhânesinin şark ve garb cebheleri(Resim: E.H. Ayverdiden B. Cantok eli ile)Fâtih Sultan Mehmed Türbesi(Resim: Kemal Zeren)Fâtih Sultan Mehmed Türbesinde Sanduka(Resim: Kemal Zeren)Şadırvan avlusunda çenberleri yazılı sütunlar(Kroki: Hüsnü)Akbank İlânında Fâtih Câmii Resmi
Theme
Building
Contributor
Ekrem Hakkı Ayverdi, Hüsnü, Behcet Cantok, Gurlitt, Ömer Tel, B. Cantok, Kemal Zeren
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Creator
Ekrem Hakkı Ayverdi, Hüsnü Kınaylı
Identifier
IAM100613
Theme
Building
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Contributor
Ekrem Hakkı Ayverdi, Hüsnü, Behcet Cantok, Gurlitt, Ömer Tel, B. Cantok, Kemal Zeren
Description
Volume 10, pages 5543-5560
Note
Image: volume 10, pages 5545, 5546, 5547, 5548, 5549, 5550, 5551, 5552, 5553, 5554, 5559, 5560
See Also Note
B.: Irgadlar Hamamı; B. Sinan Ağa, Atik; Kumrulu Mescid; B.: Ayverdi, Ekrem Hakkı, cild 3, sayfa 1663; B.: cild 1, sayfa 247; R. E. Koçu; B.: cild 3, sayfa 1281; E. H. Ayverdi; B.: 8, sayfa 4382; B.: cild 8, sayfa 4291; E.H. Ayverdi; B.: Aksaray Hamamı, cild 1, sayfa 536; R. E. Koçu; B.: Demirtaş Mescidi, cild 8, sayfa 4391; B.: Atikalipaşa Camii, cild 3, sayfa 1286; E.H. Ayverdi; B.: Cild 10, sayfa 5446, 5463, 5465; B.: Eski Hamam, cild 10, sayfa 5285; B.: cild 3, sayfa 1452; B.: cild 10, sayfa 5296; R. E. Koçu; B.: Bâbı Hümâyun, cild 4, sayfa 1765; E. H. Ayverdi. Bâbüsselâm, cild 4, sayfa 177; E. H. Ayverdi. Çinili Köşk, cild 7, sayfa 4031; E. H. Ayverdi; B.: cild 8, sayfa 4171; R. E. Koçu; B.: cild 1, sayfa 508; B.: Davudpaşa İskelesi Hamamı; B.: cild 5, sayfa 2347; E.H. Ayverdi; B.: cild 5, sayfa 2358; E.H. Ayverdi; B.: cild 1, sayfa 189; B.: cild 5, sayfa 2361; E.H. Ayverdi; B.: Boğazkesen Kalesi, cild 6, sayfa 2910; Albert Gabriel; B.: cild 1, sayfa 10; H. Kınaylı; B.: cild 1, sayfa 178; S. Eyice; B.: cild 1, sayfa 189; R. E. Koçu; B.: cild 1, sayfa 386; R. E. Koçu; B.: cild 1, sayfa 507; R. E. Koçu; B.: cild 1, sayfa 543; R. E. Koçu; B.: cild 1, sayfa 558; R. E. Koçu; B.: cild 1, sayfa 573; R. E. Koçu; B.: cild 2, sayfa 664; R. E. Koçu; B.: cild 2, sayfa 1126; B.: cild 3, sayfa 1439; B.: cild 3, sayfa 1684; R. E. Koçu; B.: Baklalı Kemâleddin Mescidi, cild 4, sayfa 1938; B.: Bâlâ Camii, cild 4, sayfa 1955; E. H. Ayverdi; B.: cild 4, sayfa 1946; S. Eyice; B.: cild 4, sayfa 2176; H. Göktürk; B.: cild 4, sayfa 2227; B.: cild 4, sayfa 1739; O. Mümtaz; B.: Bodrum Camii, cild 5, sayfa 2840; B.: Bodrum Mescidi, cild 5, sayfa 2844; R. E. Koçu; B.: Bıçakcı Alâeddin Mescidi, cild 5, sayfa 2742; R. E. Koçu; B.: cild 6, sayfa 3348; B.: cild 6, sayfa 3376; H. Göktürk; B.: cild 7, sayfa 3672; R. E. Koçu; B.: Fenâri Mescidi; B.: cild 8, sayfa 4170; B.: cild 8, sayfa 4049; H. Göktürk; B.: cild 8, sayfa 4267; B.: cild 8, sayfa 4386; E. Yücel; B.: cild 8, sayfa 4388; R. E. Koçu; B.: cild 8, sayfa 4350; B.: cild 9, sayfa 4816; R. E. Koçu; B.: cild 9, sayfa 5082; H. Göktürk; B.: Avcıbey Camii, cild 3, sayfa 1345; B. Olker; B.: cild 10, sayfa 5287; R. E. Koçu; B.: cild 10, sayfa 5396; H. Göktürk; B.: cild 9, sayfa 4969; R. E. Koçu; B.: Elvan Mescidi, cild 9, sayfa 5028; B.: Arpacılar Mescidi, cild 2, sayfa 1052; B.: cild 7, sayfa 3782; B.: cild 4, sayfa 1979; B.: cild 9, sayfa 4618; B.: cild 9, sayfa 4976; B.: cild 4, sayfa 2077; B.: cild 2 sayfa 818; B.: cild 9, sayfa 4824; B.: cild 1, sayfa 188; R. E. Koçu; B.: cild 1, sayfa 570; R. E. Koçu; B.: cild 3, sayfa 1685; R. E. Koçu; B.: Balat Hamamı, cild 4, sayfa 1967; R. E. Koçu; B.: Bostan Hamamı, Haseki Bostan Hamamı, cild 6, sayfa 3006; R. E. Koçu. Fâtih devri yapısı değildir; B.: Balat Hamamı; B.: cild 8, sayfa 4302; H. Kınaylı; B.: cild 10, sayfa 5304; R. E. Koçu; B.: cild 5, sayfa 2631; B.: cild 5, sayfa 2740; B.: cild 8, sayfa 4327; B.: cild 9, sayfa 4616; B.: cild 9, sayfa 5051; B.: Ahmed Cevdet Paşa, cild 1, sayfa 336; Ahmed Midhat Efendi, cild 1, sayfa 389; B.: Ârif Efendi, Kethüdâzâde, cild 2, sayfa 996
Theme
Building
Contributor
Ekrem Hakkı Ayverdi, Hüsnü, Behcet Cantok, Gurlitt, Ömer Tel, B. Cantok, Kemal Zeren
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.