Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
FÂTİH SULTAN MEHMED CÂMİİ
Boğaziçinde Rumelihisarında Fâtih Sultan Mehmedin yapdırttığı Boğazkesen Kalesinin içinde idi (B.: Boğazkesen Kalesi, cild 6, sayfa 2910). Evliyâ Çelebi, Türk askerî mimarîsinin bu muhteşem eserinden bahsederken şunları yazıyor: “.. kale dizdarı ve üçyüz kadar neferat gece gündüz âmâde dururlar. Kale içinde kayalara muttasıl kırlangıç yuvası gibi yüz seksen kadar neferat evleri ve bir minâreli Ebülfeth Câmii ve iki mescidi ve iki buğday anbarı vardır..”.
Hadikatül Cevâmi şöyle kaydediyor: “.. kale içinde serdar (dizdar) menzi (evi) ve kale kulu (kale neferleri) hâneleri vardır, ve kale ortasındaki camii şerif Fâtih Sultan Mehmed Hazretlerinin hayır eserlerindendir..”.
Ekrem Hakkı Ayverdi “Fâtih Devri Mimarîsi” isimli eserinde mescid olarak alıyor ve şunları yazıyor: “Rumeli Hisarı içinde yalnız şerefe altına kadar tuğla minâresi kalmış olan mesciddir; minarenin hususiyeti, ihtimal acele yapıldığından taş tedârik olunamayıb, basamaklarının meşe ağacına oyularak yapılmış olmasıdır. Câmi orada mevcud eski bir Bizans açık sarnıcının yarısını işgal ediyormuş, temelleri dipde görülmektedir (1953).
Yine Hadikatül Cevâmide bir “Fenâri Mescidi” için şunlar yazılıdır: “Rumeli Hisarı içinde, bânisi Molla Fenârî”dir. Kale ortasındaki camiin Fâtihin eseri olduğunu ayrıca kaydeden Hadikatül Ce...
⇓ Devamını okuyunuz...
Boğaziçinde Rumelihisarında Fâtih Sultan Mehmedin yapdırttığı Boğazkesen Kalesinin içinde idi (B.: Boğazkesen Kalesi, cild 6, sayfa 2910). Evliyâ Çelebi, Türk askerî mimarîsinin bu muhteşem eserinden bahsederken şunları yazıyor: “.. kale dizdarı ve üçyüz kadar neferat gece gündüz âmâde dururlar. Kale içinde kayalara muttasıl kırlangıç yuvası gibi yüz seksen kadar neferat evleri ve bir minâreli Ebülfeth Câmii ve iki mescidi ve iki buğday anbarı vardır..”.
Hadikatül Cevâmi şöyle kaydediyor: “.. kale içinde serdar (dizdar) menzi (evi) ve kale kulu (kale neferleri) hâneleri vardır, ve kale ortasındaki camii şerif Fâtih Sultan Mehmed Hazretlerinin hayır eserlerindendir..”.
Ekrem Hakkı Ayverdi “Fâtih Devri Mimarîsi” isimli eserinde mescid olarak alıyor ve şunları yazıyor: “Rumeli Hisarı içinde yalnız şerefe altına kadar tuğla minâresi kalmış olan mesciddir; minarenin hususiyeti, ihtimal acele yapıldığından taş tedârik olunamayıb, basamaklarının meşe ağacına oyularak yapılmış olmasıdır. Câmi orada mevcud eski bir Bizans açık sarnıcının yarısını işgal ediyormuş, temelleri dipde görülmektedir (1953).
Yine Hadikatül Cevâmide bir “Fenâri Mescidi” için şunlar yazılıdır: “Rumeli Hisarı içinde, bânisi Molla Fenârî”dir. Kale ortasındaki camiin Fâtihin eseri olduğunu ayrıca kaydeden Hadikatül Cevâmiin bahsettiği bu mescid, Evliyâ Çelebinin kale içinde mevcudiyetini yazdığı iki mescidden biri olsa gerekir.
Tahsin Öz “İstanbul Câmileri” isimli eserinin ikinci cildinde Fâtih Sultan Mehmedin bu kale camiini, Hadikatül Cevâmiin yukardaki kaydına kapılarak “Fenâri Mescidi” adı ile kaydediyor ve şunları yazıyor: “Rumeli Hisarı içinde; bânisi Şeyhülislâm Molla Fenâri olub, altı sarnıç olduğundan fevkaanî ve kare plândaki bu mâbedin duvarları ayakda iken 1957 yılı tâmiri sırasında üzerine platform yapılarak kapatılmışdır; şimdi minâresi şerefeye kadar ayakda olup merdivenleri ahşabdır” (1965).
Hadikatül Cevâmiin kaydettiği kale içindeki Fenâri Mescidi hakkındaki kanaatimizi yukarıda yazdık. Ahşab merdivenli minâre kalıntısı Fâtih Sultan Mehmedin camiine âiddir. Fenâri Mescidinin minâresi bile yokdu. Acele çalışma eseri olacaktır, Tahsin Özü yanıltan ve Fâtihin camiinden hiç bahsetmiyerek onu Fenâri Mescidi ile karıştırmışdır. Bunun da sebebi, Hadikatül Cevâmiin 1281 (1864) tarihli matbu nüshasında Rumeli Hisarı içindeki Fâtih Sultan Mehmed Câmii için müstakil bir serlevha, başlık konulmamış olmasıdır.
Bu camiin minaresinin ahşab merdiveni hakkında Ekrem Hakkı Ayverdi’nin “acele yapıldığından taş tedârik olunamadığı” hükmü de vârid değildir. Dev gibi bir taş kale yapılırken minâre merdiveninin üç beş parça taşının tedârikinde elbetki sıkıntı çekilmez; minarenin ahşab merdiveni, bu kalenin iç mimârîsi ile tam âhenklidir.
Türkler tarafından İstanbulun muhasarası ve fethinin en muhteşem âbidesi olan bu güzel ve azametli kalenin içinde, bir müslüman Türk kalesinin asâlet damgası olan bir cami idi. İmparatorluğun son perişanlık asrında kale ile birlikde bakımsız kalmış ve ahşab çatısı çökmüşdü, minaresinin şerefesiyle birlikde üst kısmı da yıkılmışdı ve dört kâgir duvardan ibâret kalmışdı. 1956 da kale tâmir edilirken bu camiin de mutlaka ihyâsı gerekirdi; maalesef duvar kalıntıları da yıktırılmış ve cami sahasının üstüne bir beton zemin, platform yapılmışdır, yalnız minâre kalıntısı muhafaza edilmişdir.
Buna rağmen bu kale camiinin ihyâsı bizce her zaman mümkindir ve mutlaka ihyâ edilmelidir. İhyâsına delâlet edecek kimseler, bize bu güzel İstanbul şehrini hediye eden Fâtih Sultan Mehmedin ve İstanbul Cengi şehidleri ile gazilerinin aziz ruhlarını da şâd etmiş olacaklardır.
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM100611
Tema
Yapı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 10, sayfalar 5542-5543
Bakınız Notu
B.: Boğazkesen Kalesi, cild 6, sayfa 2910
Tema
Yapı
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.