Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
FÂHİŞE, FÂHİŞELER
“Ahlâk, edeb, nâmusa aykırı, şer’an dünyâda cezâya ve âhiretde azâba müstahak zinâ fiilini irtikâb eden kadın; zâniye, kahbe kadın, kötü kadın, ruspi (orospu)” (Türk Lûgatı).
Nereye gitse rezîlü rüsvâ
Her gören fâhişe der bî pervâ
(Abdülhak Hâmid)
Kadimden beri büyük şehir İstanbulda, tabaka tabaka her sınıf halk arasında, dünyanın her çağında ve her yerde ve her büyük şehirde olduğu gibi fuhuş yaygın olagelmiş (B.: Fuhuş) ve isimleri bu büyük beldenin tarih kütüğüne geçen şöhretli fâhişeler yaşamıştır.
Bu kadınların bir kısmı fuhşu, sâdece nefis zevki ve hırsı için irtikâb eden kibar yâhut zengin fâhişeler olmuşdur (B.: Dürdâne Hanım, Şamlı, cild 9, sayfa 4828; Mısırlı Hanım); bir kısmı da fuhuş yoluna zarûretler karşısında sürüklenmiş atılmış, vücudlarını bir bedel karşılığı satan, kiralayan bedbaht kızlar, kadınlar olmuşdur ve bu bedbaht kadınların kimi vücudunu satacağı erkeği sokakda bizzat kendisi aramış bulmuş ve fuhşu irtikâb edecekleri bir yere götürmüş, götürülmüş; kimi de zâbıta nezâretinde işletilir bir fuhuş evine, umumhâneye, geneleve girerek çalışmış, oranın “Sermâye”lerinden biri olmuşdur.
Tanzimât, Uyanık İstibdad devrine gelinceye kadar geçim yolunda fuhuş gizli, yasak olarak icrâ edilmişdir. Erkeklere vücudunu satarak geçinme zorunda kalmış fâhişelere XVIII. ...
⇓ Read more...
“Ahlâk, edeb, nâmusa aykırı, şer’an dünyâda cezâya ve âhiretde azâba müstahak zinâ fiilini irtikâb eden kadın; zâniye, kahbe kadın, kötü kadın, ruspi (orospu)” (Türk Lûgatı).
Nereye gitse rezîlü rüsvâ
Her gören fâhişe der bî pervâ
(Abdülhak Hâmid)
Kadimden beri büyük şehir İstanbulda, tabaka tabaka her sınıf halk arasında, dünyanın her çağında ve her yerde ve her büyük şehirde olduğu gibi fuhuş yaygın olagelmiş (B.: Fuhuş) ve isimleri bu büyük beldenin tarih kütüğüne geçen şöhretli fâhişeler yaşamıştır.
Bu kadınların bir kısmı fuhşu, sâdece nefis zevki ve hırsı için irtikâb eden kibar yâhut zengin fâhişeler olmuşdur (B.: Dürdâne Hanım, Şamlı, cild 9, sayfa 4828; Mısırlı Hanım); bir kısmı da fuhuş yoluna zarûretler karşısında sürüklenmiş atılmış, vücudlarını bir bedel karşılığı satan, kiralayan bedbaht kızlar, kadınlar olmuşdur ve bu bedbaht kadınların kimi vücudunu satacağı erkeği sokakda bizzat kendisi aramış bulmuş ve fuhşu irtikâb edecekleri bir yere götürmüş, götürülmüş; kimi de zâbıta nezâretinde işletilir bir fuhuş evine, umumhâneye, geneleve girerek çalışmış, oranın “Sermâye”lerinden biri olmuşdur.
Tanzimât, Uyanık İstibdad devrine gelinceye kadar geçim yolunda fuhuş gizli, yasak olarak icrâ edilmişdir. Erkeklere vücudunu satarak geçinme zorunda kalmış fâhişelere XVIII. Yüzyılın ilk yarısına kadar, hepsi bekâr olan yeniçerileri tatmin etmek için izin verilmiş, yeniçeri ocağının nezâreti altında ve Ayvansaray Kapusu etrafındaki bir kaç evde toplanmış fâhişelere de “Yeniçeri Avreti” denilmişti.
Tahmin ile kaydediyoruz, İstanbulda ilk umumhâneler Tanzimat Devrinde resmiyet kaydına girmeden açılmış olacakdır. Ancak Meşrutiyet’in ilanından sonradır ki zâbıta nezâreti altında ilk umumhâneler Beyoğlunda Galatasaray semtinde Yeniçarşı denilen yerde ve Galatada Kuledibi ile Hendek denilen yerlerde açılmış, bir müddet sonra da Yeniçarşı Umumhâneleri yine Beyoğlunda Abanoz Sokağına nakledilmişdir (B.: Abanoz Sokağı, cild 1, sayfa 6; Yeniçarşı, Kuledibi; Hendek); bu umumhânelerin ilk sermâyeleri de rum, ermeni, yahudi kadınları olmuşdur.
Fuhşun amansız yasak devrinde yaşamış XVII. Yüzyılın büyük yazarı Evliyâ Çelebi fâhişe karşılığı “Zen Kahbe” tâbirini kullanıyor ve meşlur seyahatnâmesinin İstanbul’dan bahseden birinci cildinde o kadınları temin eden muhabbet dellâlları için İstanbul esnafı arasında kısaca: “Esnafı Zen kahbegân; Nefer 212, hâşâ ki pirleri ola...” diyor.
Büyük şehrin nefsi İstanbul tarafında, yine Meşrutiyetin ilânından sonra ve otuz yıl kadar sürmüş. İkinci Sultan Abdülhamidin meclissiz istibdad devrinde ancak gizli randevu evleri işletilmiş ve bu evlere de halk ağzında “Koltuk” adı verilmişdir, bu evlere gelen, getirilen, yahut “Abla” adı verilen randevucu kadın tarafından beslenen gizli müslüman fâhişeler de fuhuş yolunda ibtizâle düşmemiş genç kadınlar ve ekseriyâ da kapatmalar (metresler) olmuşdur (B.: Koltuk).
Gerek kendi evinde, gerekse bir koltukda gizlice fuhuş icrâ eden kadınlar, o yolda muhitinde en küçük bir şübhe uyandırdığı takdirde mahalleli tarafından evleri basılarak büyük rezâletlere hedef olmuşlardır (B.: Baskın, cild 4, sayfa 2141).
Meşrutiyetden önceki devirlerde resmî vesikalarda Fâhişe karşılığı “Yaramazlık eden avret” tâbiri kullanılmışdır. Aşağıdaki satırları galata Kadısına hitâben yazılmış hicrî 2 rebîülâhir 973 (ekim 1565) tarihli bir fermandan alıyoruz:
“...Arab Fati ve Kirteli Nefîse ve Nârin ve Atlıases demekle mârif Kamer ve Balatlı Aynî nam avretler yaramazlık ile meşhurlardır; (mahallesinin şikâyeti üzerine) evleri cebren satılıp kendileri İstanbul şehrinden sürüleceklerdir...” (B.: Fati, Arab; Nefîse, Kirteli; Nârin; Aynî, Balatlı, cild 3, sayfa 1618).
Bugünkü dilimize çevrilmiş aşağıdaki ferman sûretleri de fâhişeler üzerindedir:
“İstanbul kadısına hüküm ki,
“İstanbul mahallelerinde oturan fâhişeler teftiş olunup mahalle imamlarına şiddetle tenbih edesin, mahallerinde fâhişe avret oldukda derhal haber vereceklerdir; fahişeleri himâye eder, ele vermezlerse ve sonra fâhişeler yakalanırsa fâhişelere yapılacak hakaaret ve siyâset evvelâ onları himâye edenlere yapılacakdır...” (4 Safer 975-ağustos 1567).
“İstanbul Kadısına hüküm ki,
“Teftişe tutulup hapsolunan fâhişeleri bazı kimseler nikâhla almak (dolayısı ile hapisten kurtarmak) isterlermiş. Fâhişeleri nikâhla almak isteyenlere tenbih edesin ki nikâh ettikten sonra İstanbulda durmayıp kadını alıp başka yerlere gideceklerdir, İstanbulda kalırsa hem kadın, hem erkek hapse atılacaklardır...” (5 receb 975 — ocak 1568).
O devirlerde bekâr uşaklarının çamaşırlarını yıkayan kadınların dükkânları ile Eyyubda kaymakcı dükkânlarını da bazı fahişe avretlerle nâmahremlerin gizlice buluşdukları yerler olarak tesbit edilmiş, ona karşı da yasaklarla tedbirler alınmışdır (B.: Çamaşırcı, cild 7, sayfa 3696; Eyyubda Kaymakcı Dükkânları, cild 10, sayfa 5459).
Meşrutiyetden sonra, bir koltukda veya bir umumhânede bulunmuş bir fâhişeye âşık olan bir erkeğin, o kadını himâyesi altına alarak ibtizalden kurtarıp bir ev tutarak bakmasına mâni olunmamış ve böyle tek erkeğe bağlanmış tevbekâr kadınlara da “kapatma” denilmişdir (B.: Kapatma).
Bir kadının fuhuş yoluna sapması türlü sebeplerin sonucu olmuşdur ve İstanbul bu yolda pek çok vak’alara sahne olmuşdur. Bu vak’aların bâzıları da o âlemlerde dolaşmış rind meşreb şâirler tarafından manzumeler, destanlarla kalem diline verilmişdir. Millî Kütüphânemize İstanbulun büyük evlâdı Ahmed Râsim Bey tarafından “Fuhşi Atik” isminde bir de ölmez eser konmuşdur (B.: Fuhuş; Fuhşi Atik).
Theme
Other
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM100497
Theme
Other
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 10, pages 5478-5479
See Also Note
B.: Fuhuş; B.: Dürdâne Hanım, Şamlı, cild 9, sayfa 4828; Mısırlı Hanım; B.: Abanoz Sokağı, cild 1, sayfa 6; Yeniçarşı, Kuledibi; Hendek; B.: Koltuk; B.: Baskın, cild 4, sayfa 2141; B.: Fati, Arab; Nefîse, Kirteli; Nârin; Aynî, Balatlı, cild 3, sayfa 1618; B.: Çamaşırcı, cild 7, sayfa 3696; Eyyubda Kaymakcı Dükkânları, cild 10, sayfa 5459; B.: Kapatma; B.: Fuhuş; Fuhşi Atik
Theme
Other
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.