Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
EZGİ (Muhlis Sabahaddin)
1889 yılında Adanada dünyaya gelmişdir. Babası Sultan Azizin başmâbeyincisi Hurşid Beydir. Hurşid Bey, zamanının üstad musiki icrâkârlarından olup; keman, ud, lavta, nısfiye ve on iki telli denilen bir nevi sazı gayet mükemmel çalarmış.
Hurşid Bey Sultan Aziz tahtdan indirildikden sonra İstanbuldan Mardine, oradan Adanaya ve en son Dramaya sürgün edilmişdir. Sürgün hayatının acılıklarını ancak musiki ile gidermeye çalışarak, haftada bir kaç gece evinde musiki toplantısı yaparmış. Babasının musiki muhitinde yetişen Muhlis Sabahaddin Bey, küçük yaşda üstün kabiliyetini göstererek etrâfında bulunanların takdirini kazanmışdır.
Babasının vefâtı üzerine, âilesinin İstanbula gelmeyip, Selânikde ikaamet etmesi, Sultan Hamid tarafından irâde edildiği için, onbeş yaşına kadar Selânikte kalmaya ve ilk tahsilini orada yapmaya mecbur olmuşdur. Nihâyet 1904 de âilesi ile birlikde İstanbula gelen Muhlis Sabahaddin Bey, Galatasaray Sultânîsine girmiş ve tahsilini devrinin bu en üstün okulunda yapmışdır. Sultanîde batı musikisi ile de meşgul olarak bir İtalyan öğretmenden piyano dersi almışdır. 1908 de meşrûtiyetin ilânında gazetecilik ve politika hayatına atılmış, İttihad ve Terakki Fırkasının muhâlifleri arasına katılmış ve Avrupaya kaçmaya mecbur olmuşdur. Bir müddet Avrupada kalmış siyâsetle ...
⇓ Devamını okuyunuz...
1889 yılında Adanada dünyaya gelmişdir. Babası Sultan Azizin başmâbeyincisi Hurşid Beydir. Hurşid Bey, zamanının üstad musiki icrâkârlarından olup; keman, ud, lavta, nısfiye ve on iki telli denilen bir nevi sazı gayet mükemmel çalarmış.
Hurşid Bey Sultan Aziz tahtdan indirildikden sonra İstanbuldan Mardine, oradan Adanaya ve en son Dramaya sürgün edilmişdir. Sürgün hayatının acılıklarını ancak musiki ile gidermeye çalışarak, haftada bir kaç gece evinde musiki toplantısı yaparmış. Babasının musiki muhitinde yetişen Muhlis Sabahaddin Bey, küçük yaşda üstün kabiliyetini göstererek etrâfında bulunanların takdirini kazanmışdır.
Babasının vefâtı üzerine, âilesinin İstanbula gelmeyip, Selânikde ikaamet etmesi, Sultan Hamid tarafından irâde edildiği için, onbeş yaşına kadar Selânikte kalmaya ve ilk tahsilini orada yapmaya mecbur olmuşdur. Nihâyet 1904 de âilesi ile birlikde İstanbula gelen Muhlis Sabahaddin Bey, Galatasaray Sultânîsine girmiş ve tahsilini devrinin bu en üstün okulunda yapmışdır. Sultanîde batı musikisi ile de meşgul olarak bir İtalyan öğretmenden piyano dersi almışdır. 1908 de meşrûtiyetin ilânında gazetecilik ve politika hayatına atılmış, İttihad ve Terakki Fırkasının muhâlifleri arasına katılmış ve Avrupaya kaçmaya mecbur olmuşdur. Bir müddet Avrupada kalmış siyâsetle meşgul olmamak şartı ile ve İstanbul civarında bir köyde oturmak kaydi ile af idilmiş, İstanbula gelerek bütün meşgalesini musikiye bağlamışdır ve pekçok eser vermişdir.
Aksini söyleyenler çok olduğu halde alaturka musikinin armonize edilmesi üzerinde çalışmış ve başarılı eserler meydana getirmişdir. Bunlardan “Aşk Mektebi” isimli opereti sahneye konmuşdur.
Orkestralar tarafından çalınabilecek; Mehtâbiye, Küşâdiye, Hasret, Mehmed Onbaşı gibi eserler besteleyerek bu sâhadaki kudretini isbat etmiştir.
Şarkı ve türküleri de çokdur; fakat bilhassa operet bestekârlığı ile tanınmışdır. Ne kadar hazindir ki musiki âleminde bir mekteb kurmuş olan üstâdın hayatı mâlî sıkıntılar içinde geçmiş ve geçim yolunda didinerek yıpranmışdır.
Bestelediği operetlerin çoğunu da kendisi yazmış, oynayarak olan sanatkârları kendi yetişdirmiş, kurduğu temsil hey’etleri ve kendisinin idâre ettiği orkestralarla Türkiyenin her tarafını dolaşarak temsiller vermek sureti ile halka hizmet etmişdir.
Eserlerinin pek çoğu Bayan Fikriye tarafından Sâhibinin sesi plaklarına okunmuşdur. Kıymetli bestekâr Neveser Kökdeş Hanımın ağabeyidir.
10 şubat 1947 de Heybeliada Sanatoryumunda vefat etti, Mecidiyeköyü Asrî Mezarlığına defnedildi.
Operetleri: Çâresiz, Zühre, Ayşe, Gül Fatma, Asâletmeab, Mûteber Paşa, Aşk Mektebi, Kerem ve Aslı, Yerden Göğe.
Müzikal Piyesleri: Büyük Ateş, Aşk Ölmez, Zühre, Şatırzâde, Zehrâ, Mon Bey, Hatırım için, Anam Kayseri, Perde Arkası, Kadınların Beğendiği, Muhâsebeci Mûtedil Efendi.
Revüleri: Hilâli Ahmer Çiçeği, Çingene Aşkı.
Monokl kullanırdı, alâmeti fârikası gibiydi. Gayet yüksek sesle ve bir tulûat sahnesindeymiş gibi konuşurdu; muhakkak ki bir meclis adamı idi, fakat arkadaşlığı zordu.
Mustafa RONA
Muhlis Sabahaddin Ezgi
(Resim: Sabiha Bozcalı)
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Mustafa Rona
Kod
IAM100487
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tanım
Cilt 10, sayfalar 5474-5475
Not
Görsel: cilt 10, sayfa 5474
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.