Entries
Examine all the Istanbul Encyclopedia entries from A to Z.
Volumes
Browse A to G volumes published between 1944 and 1973.
Archive
Discover Reşad Ekrem Koçu's works for the entries between letters G and Z.
Discover
Search by subjects or document types; browse through archival docs that are open access for the first time.
EYYUBSULTANDA FULYA TARLASI, BAĞI
Eyyubun eski meşhur bir mesîresi; Eyyub tarihi üzerinde yıllarca çalışmış merhum Ahmed Ağın bize şu motu vermişdir: “Eyyubda Gümüş Suyunun bulunduğu vâdi etrâfındaki tepeler tarlalar hâlinde çiçek bağçeleri idi; gül sünbül, lâle, zerrin ve fulya yetiştirilir, cuma günleri de Eyyubun Oyuncakcılar Çarşısında büyük bir çiçek pazarı kurulurdu; bu çiçek bahçelerinin tümü Fulya Tarlası diye anılır bir mesîre idi. Zamanımızda Eyyubda çiçekciden eser kalmadı; Fulya Tarlası da gecekondularla doldu” (1962).
Eyyubu yine çok iyi bilenlerden Osman Cemal Kaygılı bize verdiği notlar arasında, yerini kesin olarak göstermeyen Fulya Tarlasından şöyle bahsediyor:
“... 1800-1905 arası İstanbulda Kalenderâne alâkaların en yaygın olduğu devirlerdendir; Eyyubda Fulya Tarlası yahut Fulya Bağı denilen mesîre ise yar ve ağyar gözlerinden gizli buluşma yeri olarak bilhassa tercih edilirdi. Bir Bulgar çiçekci bağçıvan tarla - bağçesine büyük bir havuz yaptırtmıştı, yazın gençler gelir, soyunur, devrin âdetince bellerine peştemallar sarınarak türlü cümbüşlerle yüzerlerdi. İşret sofraları kurulup geceleri de tâ besabâh âşıkaane sâdıkaane can sohbetleri olduğu söylenirdi. O yirmi beş yıllık devir içinde o âlemlerin avam arasından sivrilmiş şöhretleri Vahbi Pehlivan, Yemenici İbrahim, Kör Riza ve Topcularlı Ara...
⇓ Read more...
Eyyubun eski meşhur bir mesîresi; Eyyub tarihi üzerinde yıllarca çalışmış merhum Ahmed Ağın bize şu motu vermişdir: “Eyyubda Gümüş Suyunun bulunduğu vâdi etrâfındaki tepeler tarlalar hâlinde çiçek bağçeleri idi; gül sünbül, lâle, zerrin ve fulya yetiştirilir, cuma günleri de Eyyubun Oyuncakcılar Çarşısında büyük bir çiçek pazarı kurulurdu; bu çiçek bahçelerinin tümü Fulya Tarlası diye anılır bir mesîre idi. Zamanımızda Eyyubda çiçekciden eser kalmadı; Fulya Tarlası da gecekondularla doldu” (1962).
Eyyubu yine çok iyi bilenlerden Osman Cemal Kaygılı bize verdiği notlar arasında, yerini kesin olarak göstermeyen Fulya Tarlasından şöyle bahsediyor:
“... 1800-1905 arası İstanbulda Kalenderâne alâkaların en yaygın olduğu devirlerdendir; Eyyubda Fulya Tarlası yahut Fulya Bağı denilen mesîre ise yar ve ağyar gözlerinden gizli buluşma yeri olarak bilhassa tercih edilirdi. Bir Bulgar çiçekci bağçıvan tarla - bağçesine büyük bir havuz yaptırtmıştı, yazın gençler gelir, soyunur, devrin âdetince bellerine peştemallar sarınarak türlü cümbüşlerle yüzerlerdi. İşret sofraları kurulup geceleri de tâ besabâh âşıkaane sâdıkaane can sohbetleri olduğu söylenirdi. O yirmi beş yıllık devir içinde o âlemlerin avam arasından sivrilmiş şöhretleri Vahbi Pehlivan, Yemenici İbrahim, Kör Riza ve Topcularlı Arabacı Murad idi (B.: Vehbi Pehlivan; İbrahim, Yemenici; Riza, Kör; Murad, Topularlı Arabacı). Bir gece Direkler arasında bir tiyatroda meşhur kantocu Şamram Hanım Arabacı Murad üzerine bir kanto okumuş, daha doğru Şamrama bu kanto okutdurulmuşdu. Devrin kötü şöhretli ricâlinden Eczacıbaşı Refik Paşa nüfûzunu kullanarak bu kantoyu yasak ettirmiş, Arabacı Murad da Dimetokaya sürgün edilmişdi. Fulya Tarlasının alakası bir istirkab meselesi olsa gerekdir; rast makaamında bestelenmiş kanto şudur:
Arabacı sarhoş, müşterisi sarhoş
Aman aman aman bakışları bir hoş
Arabacı hey!
Emret küçük bey!
Çal kamçıyı gidelim
Sazlı sözlü çakarak
Bir muhabbet edelim...
Aman benim nereye?
Fulya Tarlasına, Gümüş Suyuna!
Bayıldım ben senin nâzik huyuna!
Aman aman aman bey
Bir bâde sun küçük bey
Topcularda top atar
Arabacı Muradım
Nazlı yâriyle yatar...
“Arabacı Murad İstanbula Hareket Ordusunun gönüllüleri arasına katılarak dönmüşdür...” (O.C. Kaygılı, Not).
Eyyubdaki Fulya Tarlasının, Bağının şöhreti Osman Cemalin kaydettiği tarihden çok eskidir. Bu mesîre üzerine Hâşim Beyin Musiki Mecmuasında da Hacı İsmail Efendi tarafından ferahnâk makaamında bestelenmiş bir şarkı vardır:
Hiç unutmam ben geçen yaz mehlikaa
Fulya Bağında kopardım kahkahâ
Gayri itme sevdiğim cevrü cefâ
Hep cihan mecbur sana bülbül gibi
Var mıdır mislin gibi bir nevcivan
Dinse lâyık şânına mihri cihan
Vasfını eyler Kemâl’in ey şuh beyân
Hep cihan mecbur sana bülbül gibi
Theme
Location
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.
TÜM KAYIT
Identifier
IAM100445
Theme
Location
Type
Page of encyclopedia
Format
Print
Language
Turkish
Rights
Open access
Rights Holder
Kadir Has University
Description
Volume 10, pages 5451-5452
See Also Note
B.: Vehbi Pehlivan; İbrahim, Yemenici; Riza, Kör; Murad, Topularlı Arabacı
Theme
Location
Contributor
Type
Page of encyclopedia
Share
X
FB
Links
→ Rights Statement
→ Feedback
Please send your feedback regarding Istanbul Encyclopedia records to istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org.