GROSVENOR (Gilbert Hovey) – Amerikan coğrafiya bilgini, ünlü yazar ; 6,500,000 nusha olarak basılan, hem baskısının ve renkli resimlerinin güzelliği ve vesika kiymeti ve yayınlanan makaalelerin önemi, hem hacmi ile dünyanın en meşhur ve en büyük aylık dergisi olan “National Geografi Geographic Magazine”nin altmış yıldan fazla yazı işleri müdürlüğünü yapmış ilim adamı ; 1875 de İstanbulda Boğaziçinde Bebekde doğdu , 1873 ile 1890 arasında İstanbuldaki Robert College Amerikan Mektebinde tarih muallimliği yapmış Edwin Grosvenor’un oğludur. Tahsiline Robert College’de başladı. İstanbulda pek genc bir kollej talebesi iken Amerikan American National Geographic Society’ye muhâbir âzâ olmuşdu, yazdığı mektublar ve Cemiyetin neşrettiği aylık mecmuaya gönderdiği yazılar, o zamanlar cemiyetin başında bulunan telefonun mûcid Graham Bell’in dikkatini çekdi, onu Amerikaya çağırdı, 1900 Amerikaya 1895 de Amerikaya giden G. Grosvenor, mecmuanın yazın sorumluluğunu üzerine alarak ölümüne kadar devam edecek bir XXXXX , ve meşhur dergiyi haşmetli seviyesine yükseltti . 1952 de Washington’da kendisini ziyaret eden Halûk Sadık Durukol’a : “Bebek sırtlarından Boğazın güzelliklerini tam yirmi sene seyrede seyrede büyüdüm; eğer bugün tabiata âşıksam, mesleğimdeki muvaffakiyete de bu aşkım yardım etti is...

GROSVENOR (Gilbert Hovey) – Amerikan coğrafiya bilgini, ünlü yazar ; 6,500,000 nusha olarak basılan, hem baskısının ve renkli resimlerinin güzelliği ve vesika kiymeti ve yayınlanan makaalelerin önemi, hem hacmi ile dünyanın en meşhur ve en büyük aylık dergisi olan “National Geografi Geographic Magazine”nin altmış yıldan fazla yazı işleri müdürlüğünü yapmış ilim adamı ; 1875 de İstanbulda Boğaziçinde Bebekde doğdu , 1873 ile 1890 arasında İstanbuldaki Robert College Amerikan Mektebinde tarih muallimliği yapmış Edwin Grosvenor’un oğludur. Tahsiline Robert College’de başladı. İstanbulda pek genc bir kollej talebesi iken Amerikan American National Geographic Society’ye muhâbir âzâ olmuşdu, yazdığı mektublar ve Cemiyetin neşrettiği aylık mecmuaya gönderdiği yazılar, o zamanlar cemiyetin başında bulunan telefonun mûcid Graham Bell’in dikkatini çekdi, onu Amerikaya çağırdı, 1900 Amerikaya 1895 de Amerikaya giden G. Grosvenor, mecmuanın yazın sorumluluğunu üzerine alarak ölümüne kadar devam edecek bir XXXXX , ve meşhur dergiyi haşmetli seviyesine yükseltti . 1952 de Washington’da kendisini ziyaret eden Halûk Sadık Durukol’a : “Bebek sırtlarından Boğazın güzelliklerini tam yirmi sene seyrede seyrede büyüdüm; eğer bugün tabiata âşıksam, mesleğimdeki muvaffakiyete de bu aşkım yardım etti ise, bunda mutlakaa İstanbulun ve Boğazın rolü olmuşdur; arşivimizdeki resimler iki milyona yakındır, hiç şübhe etmeyin ki en zengin dosya doğduğum memleketin ve büyüdüğüm şehrin, Türkiye ve İstanbulun dosyasıdır; mecmuamızda Türkiyeye âid resimli ve her biri 15-20 sayfalık 6 yazı çıkmışdır , bu kadar tekrar hiç bir memlekete inhisar ettirilmemişdir, ne yapayım , doğduğum yer, dayanamıyorum..” demişdi. H.S. Durukal da : “Çalışma masasının karşısındaki duvarda büyük bir tablo vardı, Hisardan Boğaza ve Bebek Koyuna doğru bir bakış...” diyor. İngilizce yazılmış eserleri türkçe isimleri ile şunlardır: “Genç Rusya” (1914), “En iyi insanlar Ülkesi” (1916); “Keşif ve Araştırmalar” (1924); “Maryland’ı Tavaf” (1927); “Zafer Haritaları” (1942); “Türkiye Tarihi” (2 cild). Samimi bir türk dostu olan Gilbert Grosvenor Graham Bell’in kızı ile evlenmişdi ; 1956 da vefat etti. American National Geographic Society’nin yer yüzündeki üye sayısı 1950 de 1,900,000 idi, bu büyük rakamın içinde 381 türk bulunuyordu. 1950 de Vefâ Lisesinde matematik öğretmenliği yapan ve o târihde o okulun en yaşlı öğretmeni olan Bay İbrahim Hakkı o üyelerden biri idi ve elinde National Geographic Magazine’nin 1 numaralı nushasindan başlamak üzere pek ender bir koleksiyonu vardı, Türkiyede tek idi; bir umumî kütübhâneye veya Darüşşefaka Lisesi Kütübhanesine bağışlanması ısrarla söylendi , yapmadı ; Milli satın alınması için Milli Eğitim Bakanlığına haber verildi, o devrin maarif erkânının ilgisi çekilemedi, ve B. İbrahim Hakkının ölümünden sonra bu eşsiz koleksiyon kayıplara karışdı; belki heder oldu