Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
ESNAF. “LETÂİFİ ESNAF”
Hasan Nüzhet Efendinin (ölümü 1890) esnaf üzerine mizâhî bir eseri (B.: Nüzhet Efendi, Hasan); basılmışdır, ceb kitabı boyunda 64 sayfalık küçük bir kitabdır, 29 parça yazının başlıkları şunlardır: Ekmekci, Kasab, Bakkal, Sebzeci, Pirincci, Manav, Şekerci, Aşçı Kadın, Mektep Kalfası, Suyolcu, Kanun Ustası, Odun, Kömürcü, Saka, Attar, Tütüncü, Çorabcı, Haffaf, Sarac, Terzi, Berber; Hamam, Saatci, Yorgancı, Sarraf, Dülger, Kürkcü, Sahhaf, Kayıkcı.
Çoğunda esnafdan veresiye alma konusu üzerinde durulmuş, adî, mübtezel, ve müstehcen cinaslara da geniş yer verilmişdir. Örnek olarak iki parça alıyoruz:
Kömürcü
— Efendim Allah nice senelere yetişdirsin.
— Cemîan Ahmed Reis, hoş geldiniz, safa geldiniz, nasılsınız, iyi misiniz
— Elhamdülillâh..
— Kayık Harem İskelesinde mi:
— Hayır daha gelmedi, birkaç güne kadar Çatladıya yanaşacak..
— Allah vere tozsuz ve marsıksız olaydı..
— Efendim, marsığı yok ama şu eski hesabların tozunu silkseniz güzel olacak, zirâ bu yıl kömür ateş bahasına, artık kül olduk.
— Canım Ahmed Reis, ayağının tozu ile sıcağı sıcağına akçe istenir mi.. hem canım insafın yok mu, bu kadar yanub yakılacak ne var..
— Mâşaallah beyim peh peh.. bizim mangırlar Derviş Mercan gibi üç erbain çıkardı, daha çilesi dolmadı mı.. şimdi para isteyince başdan savulmak insafsızlık ol...
⇓ Devamını okuyunuz...
Hasan Nüzhet Efendinin (ölümü 1890) esnaf üzerine mizâhî bir eseri (B.: Nüzhet Efendi, Hasan); basılmışdır, ceb kitabı boyunda 64 sayfalık küçük bir kitabdır, 29 parça yazının başlıkları şunlardır: Ekmekci, Kasab, Bakkal, Sebzeci, Pirincci, Manav, Şekerci, Aşçı Kadın, Mektep Kalfası, Suyolcu, Kanun Ustası, Odun, Kömürcü, Saka, Attar, Tütüncü, Çorabcı, Haffaf, Sarac, Terzi, Berber; Hamam, Saatci, Yorgancı, Sarraf, Dülger, Kürkcü, Sahhaf, Kayıkcı.
Çoğunda esnafdan veresiye alma konusu üzerinde durulmuş, adî, mübtezel, ve müstehcen cinaslara da geniş yer verilmişdir. Örnek olarak iki parça alıyoruz:
Kömürcü
— Efendim Allah nice senelere yetişdirsin.
— Cemîan Ahmed Reis, hoş geldiniz, safa geldiniz, nasılsınız, iyi misiniz
— Elhamdülillâh..
— Kayık Harem İskelesinde mi:
— Hayır daha gelmedi, birkaç güne kadar Çatladıya yanaşacak..
— Allah vere tozsuz ve marsıksız olaydı..
— Efendim, marsığı yok ama şu eski hesabların tozunu silkseniz güzel olacak, zirâ bu yıl kömür ateş bahasına, artık kül olduk.
— Canım Ahmed Reis, ayağının tozu ile sıcağı sıcağına akçe istenir mi.. hem canım insafın yok mu, bu kadar yanub yakılacak ne var..
— Mâşaallah beyim peh peh.. bizim mangırlar Derviş Mercan gibi üç erbain çıkardı, daha çilesi dolmadı mı.. şimdi para isteyince başdan savulmak insafsızlık olmuyor, ben kış kışla gider soğuklardan değilim, kömürü elleyerek ve bahasının vaktini belleyerek almalı.. beni görünce kül kedisi gibi sineceğinize ateş püskürüyorsunuz, darası alınanlardan ve kalbur üstüne gelenlerden olduğunuzu bu sefer anladım, bundan böyle mangal tahtası bayram haftası demeyüb para istememeli...
Kayıkcı
Coşkunluk âleminde rüzgârın önüne düşmeyen âdem yorulur fehvasınca havâühevese uyub yavaş yavaş Halıcıoğlu İskelesine indim ki bir alay yalı çapkınları iki keçeli yayılub oturmuşlar, Karadeniz coşdu derler, deniz başdan aşdı derler diye bağıra bağıra dalga sayarlar. Fakir de kalenderâne bir başdan bir başa dalgın dalgın volta vurub dururken havâî mâvi çuha üzerine balık sırtı su işlenmiş döşemeli bir kayığın kıçına kaba rüzgâr bir yiğit oturmuş, bulut arasında hava koklar, fakirin eski kenarcı olduğumu anlayınca kıyı suları ile sahili merama yanaşmaya başladı, benim de yüreğime bir bardak su serpildi.
— Efendim, nereye gidecekseniz gidelim..
— Hava nasıl?
— Karayel mi, lodos mu, keşişleme mi, kıble mi bilemem..
— Kıble olduğunu mihrâb ebrûlerin imâ eder..
— Nihayet hayır, âkibet hayır, buyurun gidelim..
Kürek üzerine kalkub siya kaaidesi ile yanaşub bizi aldı, iki kürek boyu gittikden sonra kürekleri yağlayarak dizliğin ağını balık tutarcasına bir silküb düzelterek uğurlar olsun kaaidesini icrâ etti.
— Nerelisin, adın nedir?
— İsmim Selâmet, kendim Denizliden olurum, ya siz efendim
— İnegöldeniz..
— Cinsimiz bir ama sizde tatlı tatlı mazmunlar var gibi...
.........................
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Kod
IAM100260
Tema
Diğer
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Tanım
Cilt 10, sayfa 5348
Bakınız Notu
B.: Nüzhet Efendi, Hasan
Tema
Diğer
Emeği Geçen
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.