Maddeler
İstanbul Ansiklopedisi'nin A harfinden Z harfine tüm maddelerini bir arada inceleyin.
Ciltler
1944 ile 1973 yılları arasında A harfinden G harfine kadar yayımlanmış olan ciltlere göz atın.
Arşiv
Reşad Ekrem Koçu'nun, G ve Z harfleri arasındaki maddelerle ilgili çalışmalarını keşfedin.
Keşfet
Temalar veya belge türlerine göre arama yapın; ilk kez erişime açılan arşiv belgeleri arasında gezinin.
ESAD EFENDİ (Mahmud)
Geçen asrın ikinci yarısında ve asrımız başında yaşamış seçkin ulemâdan; İstanbul Darülfünunu müderrislerinden ve Defter-i Hâkaanî nâzırı; 1855 yılında Seydişehirde doğdu, babası Emin Efendi ve dedesi Hacı Mahmud Efendi de ilmiyeye mensub olup kadılıklarda bulunmuşlardı. Büyük dedesi, Bağdat fethinde bulunmuş, yararlık göstermiş Mustafa Paşadır.
Daha çocukken parlak zekâsıyla dikkati çekmişdir. Seydişehir’de ilk tahsilini tamamladıktan sonra, her taraftan vâki israrlar üzerine babası tarafından omuzunda heybesiyle İstanbul’da «Tahsil-i ulûma» yollamıştır. O zaman kırk gün süren yolculuk Bursa ve Bandırma geçilerek yapılıyordu. Genç çömez; zamanın âdetine göre İstanbulda Fatih Camii etrafındaki medrese odalarından birisine yerleşdi. Bir taraftan Manastırlı Hocanın câmi derslerine devam ederken bir taraftan da kendi kendini yetiştirmek üzere hudutsuz bir öğrenme ihtirasıyla bütün ilimlerde bilgi sahibi olmaya çalışdı. Gayret ve azminin mükâfatını bir müddet sonra Manastırlı Hocanın onu kendi seviyesinde görerek derslerinden bir kısmını ona verdirtmesi oldu; ki burada o idealist öğretmen neslini rahmet ve minnetle anmak borcumuzdur. Onların tek iftiharı Esad Efendi gibi kendisini geçecek talebeler yetiştirir idi.
Esad Efendi, medrese odasında on yıl «Tahsil-i ulûm» ile meşgul olmuşt...
⇓ Devamını okuyunuz...
Geçen asrın ikinci yarısında ve asrımız başında yaşamış seçkin ulemâdan; İstanbul Darülfünunu müderrislerinden ve Defter-i Hâkaanî nâzırı; 1855 yılında Seydişehirde doğdu, babası Emin Efendi ve dedesi Hacı Mahmud Efendi de ilmiyeye mensub olup kadılıklarda bulunmuşlardı. Büyük dedesi, Bağdat fethinde bulunmuş, yararlık göstermiş Mustafa Paşadır.
Daha çocukken parlak zekâsıyla dikkati çekmişdir. Seydişehir’de ilk tahsilini tamamladıktan sonra, her taraftan vâki israrlar üzerine babası tarafından omuzunda heybesiyle İstanbul’da «Tahsil-i ulûma» yollamıştır. O zaman kırk gün süren yolculuk Bursa ve Bandırma geçilerek yapılıyordu. Genç çömez; zamanın âdetine göre İstanbulda Fatih Camii etrafındaki medrese odalarından birisine yerleşdi. Bir taraftan Manastırlı Hocanın câmi derslerine devam ederken bir taraftan da kendi kendini yetiştirmek üzere hudutsuz bir öğrenme ihtirasıyla bütün ilimlerde bilgi sahibi olmaya çalışdı. Gayret ve azminin mükâfatını bir müddet sonra Manastırlı Hocanın onu kendi seviyesinde görerek derslerinden bir kısmını ona verdirtmesi oldu; ki burada o idealist öğretmen neslini rahmet ve minnetle anmak borcumuzdur. Onların tek iftiharı Esad Efendi gibi kendisini geçecek talebeler yetiştirir idi.
Esad Efendi, medrese odasında on yıl «Tahsil-i ulûm» ile meşgul olmuştur. Bu müddet zarfında devrin klâsik medrese ilimlerini (Arabî, Fârisî, İlâhiyat, İslâm Tarihi, İslâm Hukuku) tamamladığı gibi kadı mektebini (Medrese-tül Kuzat) ve Hukuk fakültesini birincilikle bitirdi. Aldığı ilk resmî vazife muallimliktir. Dikkate değer ki o devirde bir ilk okulda bile olsa öğretmenlik, en aziz ve yüksek görev sayılırdı.
Asıl mesleğinde ilk vazifesi İzmir kadılığı olmuşdur. O devirde bir ankete verdiği cevapta: «Hak ihkak etmek vicdanımın en büyük sürurudur» diyor. Fakat Esad Efendi öğretmenliği o kadar aziz tutmuşdur ki İzmir İdâdîsinde de «Ulûmu Tabiiye» muallimliği yapmışdır. Talebenin eline verilecek ders kitaplarının bulunmayışını gören genç bilgin, «Tarihi Tabiî» ve «Şemsü Kamer» adında iki ders kitabı yazmışdır; bu dersler «Zooloji, Botanik, Kozmoğrafya» dır. Bu sırada bir Ramazan ayında, kendi ifadesiyle, kadir gecesi başlayıp bayram sabahı bitirdiği Ferâiz kitabını yazmıştır (Ferâiz, mirâsın İslâm hukukuna göre vârislere taksim formülüdür). Bu kitap kendisinin Ahmed Cevdet Paşa ile tanışmasına ve muhaberesine yol açmıştır. Paşa, bir küçük tenkitle, kitabı çok beğenmiştir.
Bir müddet sonra Mahmud Esat Efendi, İstanbula gelmiş, Mâliye Nezâreti Hukuk müşavirliği ile Darülfünun Hukuk ve İlâhiyet medreseleri muallimliğine tâyin edilmişdir. Bir taraftan bu vazifelere devam ederken millî kütübhânemize de mühim eserler vermeğe başlamışdır, bu devre içinde tamamladığı başlıca eserleri vunlardır:
Şeriat-i İslâmiye ve Câriye
Târih-i Dîn-i İslâm
Telhîs-i Usûlü Fıkıh
Ferâid-ül Ferâiz
Hukuku Düvel
Kitâb-ün Nikâh
İlmi serveti milel
Hukuku husûsiyei Düvel
Usûlü hadis
Ravzât-ül Cevsât
Bu yayınlarıyla, dikkati çeken Esad Efendinin ismi memlekette hızla yayılmışdır, öyle ki Şûrâyı Devlet Tanzîmât Dâiresi reisi, Defter-i Hâkaanî nâzırı olmuş ve kısa bir müddet Adliye nâzır vekilliği yapmışdır. Fakat efendinin dâima bağlı kaldığı iş, hocalık olmuştur. Darülfünundaki kürsüsünü hiç bir zaman bırakmamıştır.
Esad Efendi, bir otodidakt» âlimdir. Kendi kendisini yetiştirmenin en seçkin örneklerinden birisidir. Onda öğrenme aşkı hudutsuzdu. Bunca ilimlerle meşgul olduktan sonra hükûmet tarafından Erkânı Harbiye mektebine getirilen bir Alman hocanın derslerine devamla yüksek matematik öğrenmesi meşhurdur.
Esad Efendi, siyasî hayata da girmiş ve bir müddet Osmanlı Meclisi Mebusanında İsparta mebusu olarak bulunmuştur. Fakat asıl hüviyeti öğreticiliktir. Bildiklerini herkese öğretmek için zengin bir kolleksiyon meydana getirecek kadar eser yazmıştır.
Eserlerini üç guruba ayırmak mümkündür:
1 — Hukukî olanlar
2 — Tabiat ilimleriyle ilgili olanlar
3 — Dinî ve tarihî olanlar
Hukukun bilhassa medenî hukuk alanında eserler vermiştir. Bundan başka ilk devletler hukuku kitabını da o yazmıştır, «İlm-i Servet-i Milel» dediği iktisadı da hem öğrenmiş hem kitabını yazmıştır.
Tabiat ilimleri alanındaki kitaplarına İzmir İdâdîsine tabiat ilimleri okuttuğu zaman başlamıştır. Tarihi Tabiîsi en önemlisidir. «Carlyle (Karlayl) ve Dîni İslâm» ile «Târih-i Dîn-i İslâm» dır.
değerini kaybetmemiş bir eserdir.
İngiliz müverrihi ve münekkidi Thomas Carlyle’i İslâm dinine hayran bir hıristiyan olarak kendisine muhâtab kabul eden Esad Efendi, bu eserinde İslâm dininin derinliğine felsefesini yapmaktadır. Bu kitap hâlâ değerini kaybetmemiş bir eserdir.
«Tarih-i Din-i İslâm»ı ise bu konuda yazılmış kitapların bizce en değerlisidir. Hele giriş olarak yazdığı birinci cild bugünün sosyoloji görüşlerini aksettiren bir orijinal incelemedir. Ölmiyecek bir kıymete sahipdir. Bu cildde İslâmiyeti hazırlamış olan sebepleri tahlil eder. İkinci cild, Hazret-i Peygamberin hayatını anlatır. Bu cildde Ahmed Cevad Paşa merhumun kitabından çok faydalanmıştır, fakat görüşleri orijinaldır. Doğrudan doğruya kaynaklara inmiş ve birçok vesîkaların aslını dercetmiştir.
Bu olgun adam, memlekete ve inandığı İslâm dînine hizmetle geçirdiği ömrünü 1917’de tamamlamışdır, kabri Fâtih Camii mezarlığındadır. Bu satırların yazıldığı tarihden iki sene sonra ölümünün ellinci yılı doluyor. Şânına lâyık şekilde anılması gereken bir büyük adamdır.
Ord. Prof. Dr. Sadi IRMAK
Mahmud Esad Efendi
(Resim: S. Bozcalı)
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.
TÜM KAYIT
Yazar/Üreten
Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak
Kod
IAM100097
Tema
Kişi
Tür
Ansiklopedi sayfası
Biçim
Baskı
Dil
Türkçe
Haklar
Açık erişim
Hak Sahibi
Kadir Has Üniversitesi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tanım
Cilt 10, sayfalar 5249-5250
Not
Görsel: cilt 10, sayfa 5249
Tema
Kişi
Emeği Geçen
Sabiha Bozcalı
Tür
Ansiklopedi sayfası
Paylaş
X
FB
Bağlantılar
→ Kullanım Şartları
→ Geri Bildirim
İstanbul Ansiklopedisi kayıtlarıyla ilgili önerilerinizi istanbul.ansiklopedisi@saltonline.org adresine gönderebilirsiniz.